Yere Çakılanlar Ve Yerinden kıpırdamayanlar

    Yere Çakılanlar Ve Yerinden kıpırdamayanlar

Dünya ve içindekilere sevgi beslemek ve onlara meyletmek, Rabbimiz tarafından bizlere sevdirilmiş. Ancak yine dünya hayatı ve içindeki nimetlerin geçici olduğunu ve bizleri aldatmamasını; asıl olanın ve varılacak yerin Allah’ın katında olduğunu Al-i İmran 14. ayette Rabbimiz bize bildiriyor.

‘Nefsânî arzulara, (özellikle) kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, soylu atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere düşkünlük insanlara çekici kılınmıştır. İşte bunlar dünya hayatının geçici menfaatleridir. Hâlbuki varılacak güzel yer, Allah’ın katındadır.’(Âl-i İmran 14)

Günümüzde ayetin birinci kısmı uygulanıyor. Ancak son kısmı maalesef unutuluyor ya da ihmal ediliyor. 

Bunun nedenlerinin başında kapitalist sistemin etkisi geliyor.

Kapitalist sistemin temel amacı kâr elde etmek olduğu için, rekabete dayalı üretim kapitalizmin temelini oluşturuyor. Mal biriktirmek, tüketmek ve bunu özgürce yani sınırsız yapmak kişiyi bireyselleştiriyor. Bireyselcilik, kişiyi etrafında olup bitene karşı duyarsız olmaya sevk ediyor. 

Bu durum ise halife olarak yaratılan insanın; dünyevileşme, bireyselleşme ve popüler kültür dediğimiz kendini kulluk görevinden soyutlama, hayatın merkezine kendisini almayı getiriyor ve asıl yaratılış amacından uzaklaştırıyor. 

Şu anda birçok Müslümanın yakındığı ama kendisine de bulaştığı bir durumdur. 

Etrafında yanan bu dünveyileşme yangınına su dökmesi gerekirken ve dökmediği takdirde kendisine de sıçraması kaçınılmaz duruma karşı, yerinden kıpırdamaması ne kadar acıdır. 

Halbuki asıl görevi bu duruma karşı savaşmak ve mücadele etmektir. Ama öylesine dalmış ki dünya malına, yere çakılmış resmen ve kalkmak istemiyor.

Dünya ve içindekilerini  ağır bir yorgan gibi üzerine çekmekte ve altından çıkmak gibi bir niyeti yok. Bir Müslüman üzerindeki dünyevileşme yorganını çekse hemen tepki veriyor ve bana karışma diyor.

Bu durumu Rabbimiz şöyle haber veriyor;

‘Ey iman edenler! Size ne oldu ki. Allah yolunda savaşa çıkın! Denildiği zaman yere çakılıp kalıyorsunuz? Ahiret (hayatını) dünya hayatına tercih mi ediyorsunuz? Fakat dünya hayatının faydası ahiret hayatının yanında pek azdır.’ (Tevbe 38)

Merhum Seyyid Kutup bu ayeti şöyle tefsir ediyor. (Bir kısmını veriyorum tamamı için Fizilal-i Kur’an’a bakmanızı tavsiye ederim.)

Bazı Müslümanların adeta yere mıhlanmalarına yol açan bu ağırlık; toprağın ağırlığı, toprağa dönük arzuların ve toprak kaynaklı düşüncelerin ağırlığıdır. Can korkusunun ağırlığı, mal korkusunun ağırlığı, dünya hazlarından, dünya çıkarlarından ve dünya nimetlerinden yoksun kalma endişesinin ağırlığıdır. Rahatın, huzurun ve istikrarın ağırlığıdır sözkonusu olan. Ağır canlılığın sebebi ise geçici hazların, sınırlı ömrün, kısa vadeli amaçların; başka bir deyimle etin, kanın ve toprağın ağırlığıdır.

Evet geçici dünya hayatı sizi aldatmasın, emrine sımsıkı sarılmalı ve ayağa kalkmalıyız. 

Rabbim bizi dosdoğru yolundan ayırmasın.

Hakkı hak bilip ona tabi olmayı, batılı batıl bilip ondan içtinab etmeyi bütün Müslümanlara nasip etsin inşallah.

Vesselam...

 



Bu makale için yorum yaz

Not: Telefon ve E-Posta'nız gizlilik şartları gereği tarafımızca gizlenmektedir. "Yorum ve İsminiz" herkese görünür şekilde olacaktır. Hakaret ve buna dayalı tüm sorumluluk size aittir.