Günümüzde Müslümanların ve özellikle Müslüman gençliğin en büyük sorunlarından biri hedefsizliktir.

 

Birçok insan ve en önemlisi de kendimiz bu dünya hayatında ne yapmak ve nereye varmak istediğimizi bilmeden zamanımızı ve yeteneklerimizi bilinçsizce israf etmekteyiz.

Bu belirsizliğin sebebi geleceğimiz hakkında yeteri kadar hedef belirlemiyoruz.

 

Bir eşya dahi alırken, acaba ne kadar yıl kullanırım diye hesaplarken, ömür sermayesine dair hedefimizin olmayışı sizce de vahim değil mi?

 

Hedefsiz olmak beraberinde programsız çalışmaya, motivasyonu sağlayamamaya, asıl hedefe kilitlenmemeye ve tali işlerle vakit kaybı yaşamaya sebep oluyor. Aynı zamanda bir arada yaşama ve ekip olma ruhuna zarar veriyor. Çünkü hedef belirleme uzun vadede vizyon sahibi olmayı, kısa vadede ise motivasyonu sağlar.

 

Halbuki bizim için en güzel örnek olan, yaşamı yegane emsal olan Hz. Muhammed (sav)'in hayatına baktığımızda, her zaman hedef ve programlı olduğunu görürüz.

Allah Resulü’nün hedef sahibi oluşunu gösteren nice örneklerden sadece bir tanesini sizinle paylaşacağız.

 

Peygamberliğinin  başında, kimsesi yok iken, maddi gücü zayıf iken ki dirayet ve duruşunu anlatan bir rivayet vereceğiz.

Afif El-Kindi anlatıyor:

Cahiliye devrinde Mekkeye geldim, çoluk çocuğuma bir şeyler almak istiyordum. Abbasa geldim, yanında oturdum. Kâbeye bakıyordum. Güneş, göğün tam ortasındaydı. Bir genç gelip Kâbeye karşı durdu. Sonra çok geçmeden bir çocuk gelip sağında durdu ve daha sonra bir kadın gelip arkalarında durdu. Genç rükûa vardı, arkasından çocuk ve kadın da rükûa vardılar. Sonra başlarını kaldırıp, secdeye vardılar, dedim ki:

-Ey Abbas!Bu büyük bir iştir!

-Evet!diye cevap verdi.

-Bu kimdir?diye sorunca, şöyle cevap verdi:

-Bu kardeşimin oğlu Abdullah’ın oğlu Muhammeddir. Çocuk da diğer kardeşimin oğlu Alidir. Kadın ise Haticedir.

 

Bana bildirdi:

-Göklerin ve yerin Rabbi, bu dini emretti. Şu anda Allâha kasem ederim ki yeryüzünde bu üç kişiden başka bu din üzere hiç kimse yoktur!

-Ona, sadece hanımı ve amcasının oğlu uydu. Kisrâ’nın ve Kayserin ülkeleri ve hazinelerinin kendisine fethedileceğini iddia ediyor!

 

Kendisine tabi olan sadece bir kadın ve bir çocuk iken Hz. Muhammed (sav) o dönemki süper güçleri alt edeceğini ve İslam'ın adaletinin oraya hakim olacağına inanıyor. Aynı zamanda hedef olarak belirliyor.

 

Bugün toplumumuz ve dünya, içinde bulunduğu buhrandan kurtulmak istiyor.

Onları kurtaracak olanlar ise idealist, hedef ve vizyon sahibi kişiler olacaktır.

Unutulmamalı ki; amaçsız, gayesiz ve programsız bir fert veya toplumun varacağı bir hedefi yoktur.

 

Hedefi olanlar yol alırlar, olmayanlar sadece dolaşırlar.

 

  • Vesselam...



Bu makale için yorum yaz

Not: Telefon ve E-Posta'nız gizlilik şartları gereği tarafımızca gizlenmektedir. "Yorum ve İsminiz" herkese görünür şekilde olacaktır. Hakaret ve buna dayalı tüm sorumluluk size aittir.