Kur’an-ı Kerim’e Nasıl Sahip Çıkarız?

    Kur’an-ı Kerim’e Nasıl Sahip Çıkarız?



Son günlerde ülkemiz ve dünya Müslümanlarının nefretini ve tepkisini çeken olay, İsveç'in başkenti Stokholm'da Türkiye Büyükelçiliği önünde Danimarkalı İslam düşmanı siyasetçi! Rasmus Paludan adındaki alçağın Yüce Kitabımızı yakma girişiminde bulunmasıdır.

Dünyanın bir çok bölgesindeki Müslümanlar ve özellikle ülkemizdeki Kur’an aşığı Müslümanlar tarafından tepkiler gösterildi. Kur’an Nesli Platformu tarafından Batman'da yapılan ‘Kurana Sahip Çık’ temalı mitinge on binlerce insan katıldı ve en üst perdeden tepkilerini dile getirdiler.

Bütün bunlar önemli ve kıymetliydi ancak yeterli değildi.

İslam ve Kur’an düşmanlarına en büyük ve etkili olan tepki, onların düşman oldukları şeye yani Kur’an-ı Kerim’e sahip çıkıp yaşamaktır.
Eğer sade bir tepki verip, tekrardan Kuran'dan uzak bir hayata döner isek verdiğimiz tepki onların umurunda bile olmaz. Hatta böyle bir durum onların daha büyük adımlar atmasına sebep olabilir.
Zira onların ataları da böyleydi, tepkisel ve sloganik yaşam onları çok rahatsız etmiyordu.

Mekke dönemi Hanifler, mekkeli müşrikleri hiç rahatsız etmiyordu. Hatta Peygamberimizin ilk dönem karşısında değildiler. Efendimizi de kendisinden önceki hanifler gibi putlarını reddeden, bir kenarda tek başına inancını yaşayan ve onlara karışmayan biri zannettiler. Hatta dalga geçmek için önceki haniflerden Ebi Kebşe'ye nispetle İbni Ebi Kebşe lakabı takmışlardı.

Fakat ne zaman ki inancın zirvesi LA İLAHE İLLALLAH dedi, işte o vakit işler değişti.
Çünkü bu kelimenin ne manaya geldiğini çok iyi biliyorlardı. Öncekilerinki gibi değildi bu söz, onların kuru bir tepkisi ya da reddeşine benzemiyordu bu söz…

Artık rahatları kaçmış, bâtıl üzerine bina ettikleri düzenleri tehlike altındaydı.

Eğer bu söz yeryüzüne hakim olursa, Adalet gelecek ve bununla birlikte güçlünün zayıfı ezmesi, onu sömürmesi hatta onun üzerinden geçinmesi engellenecekti.

Eğer bu söz yeryüzünde hakim olursa kurdukları kapitalist çark zarar görecekti.

Eğer bu söz yeryüzünde hakim olursa sahte ilahları yerle bir olacak ve onun üzerinden geçinemeyecek ve suistimal edemeyeceklerdi.

Eğer bu söz yeryüzünde hakim olursa kendi heva ve heveslerine göre yasalar çıkarmayacak ve yasalar önünde eşit duruma düşecek, yaptıkları kötülüklerin hesabını vereceklerdi.

Eğer bu söz yeryüzünde hakim olursa ehliyet ve liyakat olacak ve yönetimleri ellerinden gidecekti.

Bugün de İslam ve Kur'an düşmanlarının aslında tek derdi bu olduğu gibi, en büyük korkuları da bu yöndedir.

Peki Müslümanlar ellerindeki Kur’an-ı Kerim’i sadece ezberleyip okumaktan daha öteye götürseler ve O’nu bir hayat nizamı kabul etseler, yetmedi bu uğurda çalışıp mücadele etselerdi. İşte o vakit korktukları başlarına gelecekti.

Bütün bu oyunları bozulacak; futbolla, modayla, ekonomiyle, mezhepçilikle, fırkacılık vb. durumlar ile uyuttukları Müslümanlar bir uyanırsa…

Artık hedeflerini bulundukları ülkenin yönetimini ele geçirip, inandıkları Kur’an-ı Kerim’in hükümleri ile hükmedeceğiz derlerse ne yapacaklardı.

Evet Kuran 'ın hükümlerine uyalım ve onun hükümlerinin hakim olması için mücadele edelim. O yüzden buyrun bundan sonraki hayatımız daha da farklı olsun.
Yüce Kuran'ı okuyalım, okutup yaşayalım.
Camileri dolduralım. Kuran dersi verelim.

Birbirimize Kur’an-ı Kerim hediye edelim.

O zaman tepkimiz gerçek manada karşılık bulacaktır Allah’ın izniyle…Vesselam



Bu makale için yorum yaz

Not: Telefon ve E-Posta'nız gizlilik şartları gereği tarafımızca gizlenmektedir. "Yorum ve İsminiz" herkese görünür şekilde olacaktır. Hakaret ve buna dayalı tüm sorumluluk size aittir.