Malumunuz uzun yıllardan beri bitmek bilmeyen çok kirli bir savaş, Suriye’de devam ediyor. Bu savaşın tarafı olmak istemeyen, kardeş kanına elini bulaştırmak istemeyen iyi niyetli insanlar ülkemize iltica ettiler. Yaklaşık on senedir; bodrum katlarda, mülteci kamplarında, rutubetli evlerde yaşamaya çalıştılar. Üç kişinin sığmayacağı küçücük dairelerde on kişi, on beş kişi, 3-4 aile birden kalmak zorunda kaldılar.
Gaziantep, Urfa, Kilis başta olmak üzere sınır şehirlerimizde gerçekten çok zor şartlar altında yaşadılar, halen yaşamaya çalışıyorlar. Bu zorlukların üstesinden gelmek için çok düşük ücretlere hizmet sektöründe çalıştılar, çalışıyorlar. Kendilerine yapılan iyiliklere, verilen sadakalara, zekatlara karşılık sürekli dua ediyorlar.
Suriyeli olup ülkemize sığınan birçok kimseyle komşuluk yaptık. Yüzlerce Suriyeli öğrencimiz oldu. Dolayısıyla mültecilerle sürekli diyalog halindeyiz. Onların dertlerini, hissiyatlarını, taleplerini az çok biliyoruz. Suriyeliler, Türkiye hakkında güzel hissiyata sahipler. Türkiye halkının ümmetçi bir halk olduğunu, şefkat ve merhamet gözüyle kendilerine baktıklarını birçoğu bize ifade ettiler.
Halkımız alicenap bir millettir. Yeryüzünün bütün şeytani güçleri, yıllardan beri tüm ifsat çalışmalarına rağmen ne Kürtçülük ne Türkçülük ne de diğer şeytani düşünce ve fikirler topluma sirayet edememiştir. Halkımız ümmetçi bir halktır. Kendisi için istediğini ümmetin bütün coğrafyaları için isteyen bir millete sahibiz. Yıllardan beri Türk milletini Kürtlere, Kürtleri Türklere ve genel anlamda da Arap halkına karşı kışkırtarak kin tohumları ekmeye çalıştılar. Fakat kâfirlerin, münafıkların, mürtetlerin ektiği bütün tohumlar, Allah’ın izniyle yeşermedi. Akim kaldı, kısır kaldı, neşvünema bulmadı. Neşvünema bulmadı çünkü İslam âlimleri, gece gündüz topluma İslam'ı öğrettiler.
Irkçılığın diğer adı olan milli çıkarlar tabirini bu halk, hiçbir gün benimsemedi. Bu halk, kendisi için kim iyi bir temennide bulunsa der ki: "Cem-i Ümmet-i Muhammed'e de bize de..."
Son günlerde mültecilere yönelik çirkin söylemler dış mihraklıdır. Bu halkın bağrından böyle sözler çıkmaz. Daha önceki yıllarda da bu tür söylemler sosyal medyada dolaştı. Özellikle sınır illerimizde ve metropol şehirlerimizde karışıklık çıkarmak isteyenler, sosyal medya üzerinden algı oluşturmaya çalıştılar. Hatta milletin sosyal medya hesaplarını çalıp toplumu kışkırtmak istediler. Bu tür paylaşım yapanların basit bir araştırmayla kimlikleri ifşa ediliyor. Fakat devleti yöneten kimselerin ırkçı söylemleri çok daha tehlikelidir.
Suriye'ye bayram tatili için gidenlerin geri dönüşlerini, kabul etmemenin hiçbir izahı olamaz. Suriyeli bir şeyhin duası: "YA TURKİYE, KUNİ BERDEN VE SELAMEN ALA ES-SURİYYİN!" Manası: Ey Türkiye, Suriyeliler için serin ve selametli ol! Hz. İbrahim'e ateşi serin ve selametli eden Allah’ın, mazlum Suriye halkı için bu ülkeyi selametli eylemesi duasıyla...Hayırlı bayramlar...
