Allah’u Teala yeryüzünü imar etmek, insanları Allah’ın kanunlarına göre yönetmek üzere yarattığı Hz. Adem ve neslini halife olarak yaratacağını belirtmektedir.

“Hani Rabbin meleklere: “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım.” demişti... (2/Bakara 30)

“Sizi yeryüzünün halifeleri yapan O’dur...” (6/En'âm 165)

Halife olarak yaratılan insan bu görevini yaparken, Allah’a kulluk ve ibadet etme, O’nu razı etme, O’nun halifesi olarak yaptığı işlerin hesabını en ince detayına kadar vereceği bilinciyle hareket etmelidir.

Yeryüzünü imar etme kabiliyetine sahip olan insan ifsat etme, bozma ve zulüm etme kabiliyetine de sahiptir.

“…Dediler ki: “Orada bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birini mi (halife) kılacaksın? ...” (2/Bakara 30) ayeti insanın bu yönünü ortaya koymaktadır.

Kâinatın merkezinde çekirdek hükmünde yer alan İnsan, Halifelik görevini yerine getirme bilinci ile hareket ederek Cennet ağacı olan Tuba ağacı misali büyüyerek Dünya’yı Cennet’e dönüştürebileceği gibi; Şeytan ve nefsinin Halifeliğini yaparak Cehennem ağacı olan Zakkum ağacı gibi büyüyerek Dünya’yı Cehennem’e dönüştürebilecektir.

Kâinatın merkezinde olan insanın; Ailesi, Akrabası, Arkadaşı, Dindaşı, İnsanlar, İnsan dışındaki Canlılar (Hayvan ve Bitkiler) ve Tüm Cansızlar ile sırası ile muhataplığı vardır. Sıralama olarak göstermek gerekirse;

“İnsan (Fert) => Aile => Akraba => Arkadaş => Dindaş => İnsanlık => Tüm Canlılar => Tüm Cansızlar” şeklinde olmaktadır.

Her şeyin merkezinde olan insanın fıtratının bozulması sonucunda; İnsanlarda, ailelerde, akrabalarda, arkadaşlıklarda, Dindaşlarımızda, İnsanlığın genelinde, hayvan / bitkilerde ve hatta cansız tüm varlıklarda bozulmalar olmuş ve tam anlamıyla bir “Kıtlık” söz konusu olmuştur. Bu kıtlık; Ahlakın, adaletsizliğin, hoşgörünün, kulluğun, iffetin, sevginin, saygının… kıtlığıdır.

Yaratılmış varlık zincirinin ilk halkasında bulunan İnsanın bozulması ile hiçbir varlık kendisini güvende hissetmemektedir. Herkes bu durumdan şikâyet etmekte ancak ilk adımın kendisi tarafından atılması gerektiği gerçeğine karşı kör, sağır ve dilsiz kalmaktadır.

Oluşan bu kıtlığı gidermek için şeytan ve nefsin halifeliğinden çıkarak, Allah’ın razı olmadığı her ağırlıktan kurtularak, “yeryüzüne yağmur olarak geri dönmek için buharlaşıp göğe yükselen bir su damlası” misali yeryüzünden göğe yükselmeli ve kendisi gibi olanlar ile bulut oluşturmalıdır. Oluşan bu bulut ile yeryüzünde oluşan bu kıtlığı gidermek ve fıtrata uygun olacak şekilde temizlemek ve bereketlendirmek amacıyla yağabilmelidir.

Toplumun içerisinde bulunduğu bu kıtlıktan kurtulabilmesi için yukarıda bahsettiğim 8 grubu ayrı ayrı değerlendirerek her biri için ayrı bir yazı yazmayı planlamaktayım (Allah’ın izni ile).

Sonraki yazım olacak olan “İnsan (Fert)”  yazısında görüşme temennisiyle…

Selam ve dua ile...