Gerektiğinde Develerimizi Bırakıp, Yükü Omuzlamak GereK

    Gerektiğinde Develerimizi Bırakıp, Yükü Omuzlamak GereK

Tebük savaşında Ebû Zer-i Gıfârî hazretlerinin devesi pek zayıf ve dayanıksız olduğu için ordunun gerisinde kalmıştı. Yolun ortasında devesi çöküp kalınca, devesinden indi. Eşyasını sırtına yükleyerek orduya yetişmek için yaya yürümeye başladı. Şiddetli sıcak ortalığı kavuruyordu. Bir öğle vakti Ebû Zer orduya yetişti. Resûlullahın yanında bulunan Eshâb-ı kirâm dediler ki:

        - Yâ Resûlallah! Tek başına bir adam geliyor.

 Resûlullah efendimiz:

 - Ebû Zer midir? Onun olmasını isterim, buyurdular.

 Eshâb-ı kirâm dikkatle bakıp Resûlullaha dediler ki:

- Yâ Resûlallah, gelen Ebû Zer’dir.

- Allah Ebû Zer’e rahmet eylesin! O, yalnız yaşar, yalnız yürür, yalnız başına vefât eder ve yalnız başına haşrolunur.

Şayet Ebû Zer’in devesi çöküp kaldığında, kendisi de takılıp kalsaydı, eşyasını sırtına yükleyerek, ordunun arkasından gitmeseydi, Allah resulünden bu duayı alamayacaktı.

Biz Müslümanların da amel ve ibadetlerinde, İslami çalışmalarında, hayır ve hasenat yapmasında engel teşkil eden, hedefe ulaşmamıza engel olan develer vardır. Bu develer bazen zayıf ve dayanıksız olmasından, bazen de serkeş ve itaatkar olmayışından dolayı bizlere engel olmaktadırlar.

Bu develer bazen sahip olduğumuz işyeri olabilmektedir. Namazını camide eda etmeyi düşünen bir Müslüman, camiye gideceği vakit müşterilerin gelmesi durumunda iki seçim arasında kalacaktır. Ya camiye yetişecek, müşteriyi bırakacak; Ya da camiyi bırakacak, müşteriyle ilgilenecek.

Bu develer bazen sahip olduğumuz makam olabilir. Bazen makamımızı muhafaza etmek adına, inançlarımızdan tavizler verebiliyoruz.

Bazen de öğrencilerin önüne deve olarak eğitim öğretimleri karşılarına çıkmaktadır. Eğitim-öğretimlerini bitirdikten sonra Allah’a kul olacaklarını ve İslama hizmet edeceklerini söylerler.

Bu söylediklerim, işyerlerimiz kapatalım, gelen müşteriye sırt dönelim, mevki-makamlarımızı terk edelim, eğitim-öğretimi bırakalım anlamına gelmesin. Bunlar Ebu Zerr’in devesi gibi bizi İslami hedeflere ulaştıracak bir araç olarak görmek gerekiyor. Ne zaman ki işyerlerimiz, mevki-makamlarımız, eğitim-öğretimimiz bizi Allah’ın rızasını kazanmaya engel olacaksa, Ebu Zerr’in deveyi bırakıp yükünü sırtlayarak, yola devam ettiği gibi, bizlerde bize engel olan şeyleri bırakabilmemiz gerekmektedir.   

Bu bırakma dünyalık bazı kayıplara, sıkıntı ve zahmet çekmemize neden olabilir. Geçimimiz biraz sıkıntılı olabilir. Dünyalık olarak yaşam kalitemiz biraz düşük olabilir. Zahmet ve sıkıntı içerisinde rızkımızı kazanabiliriz. Fakat tüm bunlar Allah’ın rızasını kazanmamıza vesile olacaktır.

Allah’a kul olmada bize engel olan develeri bırakmamız durumunda, toplum içerisinde yalnızlaşabiliriz. Bizi kınayanlar çıkabilir. İşimizi bilmediğimizi ve yanlış kararlar verdiğimizi söyleyebilirler. Ancak unutmamak gerekir ki Allah Resulünün Ebû Zer için söylemiş olduğu;

“- Allah Ebû Zer’e rahmet eylesin! O, yalnız yaşar, yalnız yürür, yalnız başına vefât eder ve yalnız başına haşrolunur.” sözü bizleri ümitlendirmesi gerekir.

Allah’a kul olmak, O’nun rızasını kazanmak ve Cenneti hak edebilmek için bu yolda ilerlerken toplum içerisinde yaşamamıza rağmen, İslami bir hayat yaşadığımızdan dolayı yalnızlaşabiliriz ve yalnız yaşamak zorunda kalabiliriz.

Ve yine bu yolda ilerlerken bizimle beraber yürüyenler tökezleyip, yoldan dönerken yalnız kalıp, yalnız yürümek zorunda kalabiliriz.

Unutmamak gerekir ki herkes bir gün ölecektir. Kabre yalnız girecek ve mahşerde yalnız hesap verecektir. Bu nedenle toplum içerisinde yalnız kalsak dahi hiçbir önemi yoktur. Yeter ki Allah bizimle beraber olsun. Aksi takdirde tüm dünya bizimle de olsa, hiçbir değeri yoktur.

“Onlar öyle kimselerdir ki, halk kendilerine, “İnsanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun” dediklerinde, bu söz onların imanını artırdı ve “Allah bize yeter, O ne güzel vekildir!” dediler. (Âli İmrân – 173)

 

Selam ve dua ile…



Bu makale için yorum yaz

Not: Telefon ve E-Posta'nız gizlilik şartları gereği tarafımızca gizlenmektedir. "Yorum ve İsminiz" herkese görünür şekilde olacaktır. Hakaret ve buna dayalı tüm sorumluluk size aittir.