Zulmetmeden Birlikte Yaşayabilir Miyiz?

    Zulmetmeden Birlikte Yaşayabilir Miyiz?

 Sekiz dokuz aydır tüm Dünya’yı tehdit eden bir virüs ile karşı karşıyayız. Gözle görmediğimiz, insan yaşamını tehdit eden bir canlı. Tüm Dünya, süper güç devletler, bilim, teknoloji, tıp dünyası bu yaşamı tehdit eden virüs ile mücadele içerisinde. Birbirlerine düşman olan devletler istemeyerek de (birbirlerine zaman zaman dürüst davranmasalar da) olsa bu gözle görünmeyen insan yaşamını tehdit eden virüse karşı ortak hareket etmek zorunda kalmıştır. 

​ Tüm insanlığın barış içinde, birbirlerine düşmanca tavır içine girmeden, birbirlerine zulmetmeden, birbirlerini ötekileştirmeden, hukuk çerçevesi içerisinde yaşanabilecek kabiliyeti ve potansiyeli vardır. Birde şu bir gerçek ki Dünya’nın kaynakları tüm insanlara yetebilecek yeterliliktedir. Allah (cc) kerem sahibidir, cömerttir. İnsanlara zulmetmez, insanlara karşı şefkatli ve merhametlidir. Ancak insan kendisine apaçık düşman olan şeytana tabi olarak, onu dinleyerek, ona itaat ederek nefsani davranmakta ve her şey benim, benim olmalı, ancak bana yeter, onun olmamalı; kıskançlık, kibir duyguları da baskın bir şekilde insanı yönlendirmekte ve türü olan, kendisi gibi olan, üzülen, acıkan bir diğer insana karşı düşmanca tavırlar içerisine girmektedir. O, diğeri yok olmalı, ölmeli ve ya sadece bana hizmet etmeli, onun sahip oldukları da benim olmalı. 

 ​Bu duygu ve düşünceler insanı insan olmaktan çıkarmakta, hatta belki de hayvandan daha aşağı bir varlık haline getirmektedir. İnsana vahşi, canavar bir özellik kazandırmaktadır. 

 ​Tüm insanlara sesleniyorum, gelin bizi yaratan Allah’a iman edelim. Ona teslim olalım. Yaratılmış olan ve ebedi cehennemde kalacak olan ve bir de bizim apaçık düşmanımız olan şeytana tabi olamayalım.

​ “İman insanı insan eder. Belki de insanı sultan eder. Öyle ise insanın asıl vazifesi iman ve duadır. Küfür ise insanı gayet aciz bir canavar, hayvan eder.” 

 ​Vicdanı bozulmamış tüm insanları dinlesek, dünya üzerinde yaşanan bu vahşet dolu zulümlerden eminim ki diyecekler ki biz de rahatsısız, huzursuzuz. Bir şeyler yapmak gerek. Bu zulme dur dememiz gerekiyor. 

 Öncelikle İslam âlemi İslam âlimlerine sesleniyorum. Müslümanların arasındalar tefrikaları tespit edelim ve tüm Dünya’ya duyuralım. Sesli bir şekilde tüm insanlık duysun. Gizlisi saklısı yok bunun, çünkü İslam düşmanları, Müslümanların tefrika sebebini bizden daha iyi biliyor desem yeridir. 

 ​Ondan sonra vicdanı ölmemiş, yapılan zulümlere karşı acı çeken ve bu zulümlere dur diyebilecek insanlığı ve cesareti olan tüm insanlara sesleniyorum. Geliniz bir olalım, birlik olalım… Sen ben demeyelim. İnsan olarak biz diyelim. Başka bir Dünya yok ve bu Dünyada biz hep birlikte yaşıyoruz. Nasıl ki fizik, kimya, biyoloji kanunları varsa sosyal yaşamındadeğişmeyen kuralları vardır. O da “Sen mutluysan ben de mutluyum ”dur. Biz insanlar, birbirimizi mutlu etmeliyiz. Sadece ben mutlu olmalıyım dersek işte Dünyanın ve insanlığın hali ortada.

​Bakın bir korona virüs tehdidinde, Dünyada sanayi, iş dünyası az da olsa mala vermek zorunda kaldı ve doğa, deniz, hava temizlenmeye başladı. Bu durum bizi düşündürmüyor mu? 

Gelin birlikte düşünelim…

      

 



Bu makale için yorum yaz

Not: Telefon ve E-Posta'nız gizlilik şartları gereği tarafımızca gizlenmektedir. "Yorum ve İsminiz" herkese görünür şekilde olacaktır. Hakaret ve buna dayalı tüm sorumluluk size aittir.