SORUYORUZ
  ​Neden? Niçin? Nasıl? Ne zaman? Niye? Ne kadar? Kim vb. sorularla bazen soruyoruz bazen sorguluyoruz. Soruyoruz çünkü merak ediyoruz. Öğrenmek istiyoruz, yabancı kalmak istemiyoruz, öğrenmek istediğimiz şeyin bize yabancı, kapalı kalmasını istemiyoruz. Yani insan olarak karanlıkta kalmak istemiyoruz. Sürekli aydınlıkta kalmak istiyoruz. Öğrenmek, ışıkları yakmak karanlıktan, kurtulmaktır. Aydınlanmaktır. Öğrenen insan, aydın insandır. Öğrenen, öğrenmeye çalışan karanlığın vesvesesinden, karanlığın boşluğundan kurtulan kurtulmuş insandır.
Bazen de sorguluyoruz. Neden mi? Çünkü nefis doğru bilgiye gerçek bilgiye, hakikat bilgisine ulaştı mı kendisi devreden çıkacak, çıkarları zedelenecektir. Onun için doğru ve gerçek bilginin, doğruluğunu ve gerçekliğini reddetmek için, zihine acabalar oluşturmak için, şüpheler oluşturmak için sorgulayacaktır. Sorgulayan değil soran olalım… Öğrenip kul olmak için.
  ​Bilmek mutluluktur. Birileri “bilmek, sorumluluktur, sorumluluk ise yüktür, zahmettir.” Diyebilir. Yani “öğrenmeye çaba sarf etmeye gerek yok, bilirsek öğrenirsek rahatımız kaçar.” Diyebilir. Derse sizce doğru söylemiş olur mu? İnsan olmanın, sorumluluğunun bilincinde olan hiçbir insan bu cümlelere katılmayacaktır. Bu cümleler insanın, kendinin insan olmanın sorumluluğunu bilmeyen, aklını nefsine esir bırakmış, düşünmeyerek hayvandan da aşağı bir varlık olmayı tercih eden, köle ruhlu insanlardır.
 ​ Ki insan öğrenmek, araştırmak, akletmekle mükelleftir, sorumludur. İnsanı yaratan Allah insanın öğrenmesini, okumasını, araştırmasını akletmesini istiyor. “Oku seni yaratan Rabb'inin adıyla Oku… Ki o kalemle (yazmayı) öğretti. İnsana bilmediğini öğretti.” (Alak Suresi  1, 4, 5) Ayeti ile yaratıcısı tarafından insana bilmedikleri öğretilmiş ve daha başkalarını da Rabb'inin adıyla okuyarak öğrenmesini istemiştir. Rabb'inin adıyla okuyarak öğrenilenler insanlığın hizmetine, faydasına sunulur. Rabb'inin adıyla olmayan öğrenmeler ise nefsini ilah edinmiş, zalimlerin faydasına sunulur. Bugün yeryüzünde kan, işkence, açlık varsa Rab olan Allah’ın adıyla okunmamış ilmin nefsinin ve şeytanın hizmetinde kullanıldığı içindir.
Ey müslümanlar gelin hep birlikte Rabbimizin adıyla okuyalım, bilmenin gücünü insanın faydasına, hizmetine sunarak kan, işkence ve açlığı, zulmü ortadan kaldırmaya çalışalım.
  ​ Bilmek özgürlüktür. Doğruyu, iyiyi, güzeli, hakkı, hakikati bilmediğinden yanlışı, kötüyü, çirkini, adaletsizliği nefsinin ve şeytanın yönlendirmesi doğrultusunda tercih edecektir. Yani bilmeyen insan, nefsinin kölesidir. Bilen insan, bilmeyen insandan daha üstündür.  “Hiç bilenle bilmeyen insan bir olur mu?” diyor Rehberimiz Hz Muhammed. Allah'ı bilen, kendini bilen, ahireti bilen, bu dünyada yaşam kalitesi kesinlikle farklı olacaktır. Nefsi arzularının, ihtiraslarının kölesi olmayacak. Hür insan olarak yaşamını sürdürecektir.
İnsan kul olduğunu bildiğinde eşyanın, malın, mülkün, paranın, makamın tüm varlıkların EFENDİSİ olacaktır. Kendini bilen Rabbini bilen insan (kul) olmak duasıyla.
Mehmet TAŞ
 
 



Bu makale için yorum yaz

Not: Telefon ve E-Posta'nız gizlilik şartları gereği tarafımızca gizlenmektedir. "Yorum ve İsminiz" herkese görünür şekilde olacaktır. Hakaret ve buna dayalı tüm sorumluluk size aittir.