Hürriyet denilince neler düşünüyor, neler hissediyoruz? İnsanlara sorsak sorduğumuz insan sayısınca farklı cevaplar geleceğini düşünüyorum. Kimisi hiçbir otoritenin tahakkümü altına girmemek diyecek, kimisi esir olmamak diyecek, kimisi bağımsız olmak diyecek, kimisi canının her istediğini yapabilmek diyecek, kimisi özgür olmak diyecek, kimisi kendi düşüncelerini özgürce ifade edebilmek diyecek, kimisi sınırsız imkanlara sahip olmak diyecek v.b ifadeler gelecektir. İlk etapta baktığımızda doğru gibi görünen ancak derinlemesine düşündüğümüzde eksik tanım ve ifadeler olduğunu fark edeceğiz. Nasıl mı? Birlikte analiz edelim.

Tüm insanlar duygu, düşünce ve bedenden müteşekkil bir varlıktır. Yani herkes ben düşünüyorum, ben duygulanıyorum, ben acıkıyorum, ben sinirleniyorum, ben seviniyorum, ben üzülüyorum, ben istiyorum, ben böyle hissediyorum, “benim olsun “ diyor… bu benlerin istekleri sınırsız bir şekilde durmadan hızlı ve artarak devam ediyor. İşin garip tarafı bu istekler sınırlı kaynaklara sahip şu dünya üzerinde gerçekleşmektedir. Sınırlı kaynaklarla sınırsız istekler karşılanamaz. Yani senin varlığın benim özgürlüğümü kısıtlıyor. O halde sen olmamalısın. Veya sen bana hizmet etmek için var olmalısın. Tüm benler böyle düşününce benlerin çatışması meydana gelmektedir. Ben- Sen kavgası insanları birbirine düşman etmektedir. Birbirine düşman olan insan güven içerisinde yaşayabilir mi? Güvenin olmadığı yerde özgürlük olamaz. Hatta bu gün yeryüzünde devletlerin savaşının psikodinamiğinde benlerin çatışması vardır. Benim olmalı, senin değil. Ben büyümeliyim, sen değil.  Ben güçlü olmalıyım, sen değil. Ben yemeliyim, sen değil. Ben doymalıyım, sen değil. Ben aç kalmamalıyım, sen değil. Ben zevk almalıyım, sen değil. Ben mutlu olmalıyım, sen değil. Ben özgür olmalıyım, sen köle. Ve hatta sen benim kölem olmalısın, bana hizmet etmelisin...

Bu ve buna benzer düşünceler ile insanoğlu içinde yaşadığı bu güzelim dünyayı yaşanmaz hale getirmektedir. Şuan içinde bulunduğumuz sözüm ona özgürlük, teknoloji, bolluk, medeniyet çağında yaşıyoruz (!) ancak, fakat, lakin, bu açlık, bu kan, bu zulüm, bu göz yaşı, bu iniltiler, bu sürgün, bu işkence neden…  herkes özgür olmak istediği için mi? Hayır…

Neden mi? Çünkü Hürriyeti yanlış tanımlıyoruz, tanımlıyorlar. Birileri bize özellikle farklı tanımlatmaya çalışıyor. Hürriyeti üç farklı kategoride tanımlamak daha doğru olacaktır. Ancak bu üç tanım birbirinden bağımsız değildir.

Psikolojik Hürriyet: İnsanın kendisini yaratanına teslim etmesidir, tüm sevgilerini ve tüm korkularını kainatın sahibi olan, tüm eksikliklerden münezzeh olan, bir ve tek olan yüce Allah’a vermesidir. Eşyayı nefis adına değil Allah adına kullanmasıdır.

Sosyolojik Hürriyet: Hürriyetin kökeninde hararet vardır. Hararet ise ısıtır. Yani hayatı ısıtır, hayatı soğuk olarak yaşamaktan kurtarır, canlandırır, hayat verir. Çünkü insan aynı zamanda sosyal bir varlıktır. Hür insan hayata can verir. Hürriyetin zıddı olan esaret ise bir çeşit ölümdür. İnsanın etrafından uzaklaşması, kendi kabuğuna çekilmesi, etrafı ile ilişkilerini kesmesi anlamı taşır. Yani insanı bireyselleştirir ve insanı bencil yapar. Bencil insan hür değildir… nefsi arzularının kölesidir. İnsan hemcinsleriyle beraber yaşarsa, acıyı-tatlıyı birlikte paylaşırsa mutlu olur. Yani bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçe yaşamak. Bir ağaç diğer ağaçlarla beraber güçtür kuvettir, faydadır…

Hukuk Hürriyeti: Hürriyetin olması için kuvvet kanunda olmalıdır. “Kim haklıysa o güçlüdür.” Bu mantık İnsanı ve Toplumu Hürriyetine kavuşturur. O toplumda Adalet olur, Adaletin olduğu yerde huzur, mutluluk, düzen, disiplin, saygı ve şefkat hakim olur. Böyle bir toplumun insanları hürdür, kokuları olmaz. Kimse tarafında haksızlığa uğramayacağı düşüncesi ile rahat yaşar. Tüm insanı ihtiyaçları karşılanacağı güvencesi vardır. Yani “Kim haklıysa o güçlüdür.” Düşüncesi ve mantığı Güven toplumunu oluşturur. Güvenin hakim olduğu yerde Hürriyet vardır. Tam tersi olan kim güçlüyse o haklıdır mantığı toplumda Adaletsizliği ve Güveni zedeler.

 

Adaletin ve Güvenin olmadığı toplumda insanlar korkularının esiridir…

Tüm Hürriyet aşıklarına sesleniyorum gelin hep beraber, “Ekmeksiz Yaşarım, Hürriyetsiz Yaşayamam!” diye özgürce haykıralım. Vessalam.



Bu makale için yorum yaz

Not: Telefon ve E-Posta'nız gizlilik şartları gereği tarafımızca gizlenmektedir. "Yorum ve İsminiz" herkese görünür şekilde olacaktır. Hakaret ve buna dayalı tüm sorumluluk size aittir.