50,6710
42,8345
6.177,15

Yakın tarihi okuyanlar bilir ki Suriye, Yemen ve Suudi Arabistan gibi birçok ülke aynı kadere ve aynı tarihe sahiptir. Geçen gün bir masal okudum. Masalda çok zengin bir babadan bahsediliyordu.
Bu adam o kadar zengindi ki paraları yollara serilse tüm yolları kaplayacak kadar çoktu. Adam öldü. Tüm mirası oğluna kaldı.
Mirasyedi oğlu har vurup harman savurdu. Altın paraları suda sektirmece oynayarak, kâğıt paraları uçak yapıp havalara atarak saçıp savurdu. Sonuçta beş parasız ve dostsuz kaldı. Evet, bu masal bizi anlatıyor. İslam ümmeti 610 yılında başlayan medeniyet ve devlet kudretini tam 1300 yıl ara vermeden inşa etti. Nice eserler üretti. Ancak 1900’lü yıllara gelindiğinde mirasyedi çocuk gibi tüm servetimizi hovardaca Avrupa’nın barlarında heder ettik.
Gaziantep’teki Savaş Müzesi’nde asılı 1917 haritasına bakanlar görür. Antep, Halep, Yemen, Mekke, Medine ve Kudüs aynı renkteydi. O renk birliğin rengiydi. İngilizler 1917’de Kudüs’ü işgal edince Halep düştü. 1918’de Antep işgal edildi. Tarih 2017’de Trump’ın Kudüs’ü “başkent” ilan etmesiyle tekerrür etti.
Bugün Gazze’de ve El-Faşir’de aynı ağıt yankılanıyor.Gazze’de “ateşkes” diye sunulan bir katliam yaşanıyor. Anlaşma sonrası yüzlerce şehit verildi. Çoğu çocuk ve kadın. Siyonist rejim 77 yıldır ateşkesleri ihlal ediyor. Oslo’yu ve Camp David’i daha fazla işgalin basamağı yaptı. 1948’de yüzde 5’lik toprakla başlayan işgal bugün Filistin’in yüzde 85’ini yuttu. “İki devletli çözüm” masalı işgalcinin kanlı gülüşüyle sürüyor.
El-Faşir Gazze’nin ikiz yarasıdır. Sudan’da 500 gündür çamurdan 31 kilometre duvarla çevrili şehir açlık ve ölümle kuşatıldı. Hızlı Destek Kuvvetleri çoluk çocuğu hayvan yemiyle beslenmeye mahkûm etti. Şehir ele geçirildiğinde binlerce can rastgele kurşunlarla öldürüldü. Sosyal medyada milislerin vahşeti insanlığın yüzüne çarpıyor. HDK’yı BAE doğrudan, İsrail ve ABD dolaylı olarak besliyor. Petrol boru hattı, Kızıldeniz limanları ve altın madenleri emperyalistlerin aç gözlüğünü körüklüyor.Bu yangın ırkçılığın fitilinden çıktı.
Osmanlı’nın son döneminde dört fikir çarpıştı: Osmanlıcılık, İslamcılık, Turancılık ve Batıcılık. Galip gelen Turancılık ve Batıcılık oldu. İslamcılık ve Osmanlıcılık idam sehpalarında boğuldu. Türk ırkçılığı hilafetin emanetini taşıyan milletin sırtına hançer sapladı. Arap ırkçılığı Mekke’de, Kürt ırkçılığı bölgemizde aynı nakaratı söyledi. Bakın Suriye Savaşı'nın sonucunda SDG denilen siyonistlerle işbirliği içerisindeki Kürt ırkçıları bugün İslam'ın şiarı olan çarşafa, namaza, ezana hakaret eden etkinlikler yapıyor. Ümmet daha önceden de bu şekilde bu yöntemlerle parçalandı. Neticede Halep İngilizlerin kucağına, Yemen Suud’un kılıcına, Kudüs Siyonist postala düştü.
Hasan el-Benna, Abdulkadir Molla, Metin Yüksel, Yasin Börü ve arkadaşları, Yahya Sinvar, İsmail Heniyye, Hasan Nasrallah ve nice yiğidin kanı bu parçalanma tufanına, ırkçılık seline karşı bir set oldu. İslam coğrafyasının türlü türlü şehirlerinde şehitlerin kanları halen Ümmet birliğini muhafaza için akmaya devam ediyor.
Türkiye büyük bir yangının ortasında bir ada gibi duruyor. Emniyet, huzur, namusun, canın ve malın muhafaza edildiği bir nimet burada mevcut. Bu nimet ümmetin tamamına layıktır. Her Müslüman şerefli bir hayat sürmelidir. Korkusuz, haysiyetli ve özgür olmalıdır. Gazze’deki çocuk, El-Faşir’deki anne ve Yemen’deki yetim aynı ümmetin evlatlarıdır. Onların acısı Anadolu’nun güvenliğini tehdit eder. “Gazze düşerse Ankara düşer!” Siyonist rejim Yunanistan’la ortak tatbikat yaparken hedef bellidir. Ümmet coğrafyası ecdat mirasıdır, yadigarıdır deyip Muhammed ümmetine sahip çıkacak bir Türkiye, her zaman siyonizmin ve emperyalizmin hedefi olmaya devam edecektir.
Çözüm ümmetçiliktir.
Muhammed aleyhisselamın bayrağı altında Türk’ü, Arap’ı, Kürd’ü ve Fars’ı yeniden bir araya getirmektir. Ulus-devlet putunu devirip Kur'an'ın gölgesinde tek yürek olmaktır.
Türkiye bu çağrının öncüsü olabilir. “Dünya beşten büyük” haykırışı ümmetin uyanışının ilk kıvılcımıdır. Emperyalistlerin petrolü, altını ve hegemonyası bitecek.Afganistan' da olduğu gibi İslam coğrafyası bağımsız İslami yönetimlerle yeniden doğacak.Ey ümmet! Mirasyedi olma. Mirası koru ve birliği dirilt. Gazze’nin, El-Faşir’in ve Yemen’in kanı senin damarlarında akıyor.
Selam olsun ümmetin dirilişine,
Selam olsun Allah için can veren şehitlere,
Selam olsun Suriye Filistin cephesinde ihanet neticesinde esir düşen 70.000 tane şehidimize,
Emperyalizme dur demek için Çanakkale'de can veren 250.000 canımıza ve İslam'ın şiarlarını diriltmek için kanıyla İslam topraklarını sulayan bütün şüheda'ya selam olsun. (Abdulkadir Aydoğan)
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "çerez politikasını" inceleyebilirsiniz.