Euro

48,4720

Dolar

42,0473

Altın

5.408,84

  • Ekleme: 16.10.2025 12:07 Güncelleme: 16.10.2025 12:08

Filistin: Ateşkesin kırılganlığı ve ümmetin vahdet sorumluluğu

Filistin, Kur’ân’ın “etrafını bereketli kıldığımız topraklar” diye müjdelediği mübarek beldedir. Suriye ile Mısır, Akdeniz ile Şeria Nehri arasında yer alır; Ölüdeniz de dâhil. Coğrafi olarak Akdeniz kıyı şeridi, dağ silsilesi ve Şeria vadisinden oluşur.

637’de Hz. Ömer’in halifeliğinde Kudüs barışla İslam’a geçti. Şii-Sünnî kavgası vahdeti bozunca, 1099’da Haçlılar Kudüs’ü kanlı işgal etti. Selâhaddîn-i Eyyûbî vahdeti sağlayıp 1187’de geri aldı. Ölümünden (1193) sonra vahdet bozuldu; 1229’da Kudüs Batılılara geçti. Memlükler, Sultan Baybars’ın çabalarıyla 1291’de Filistin’i tamamen aldı. 1516’da Yavuz Sultan Selim’in Mercidâbık Zaferi’yle Osmanlı’ya geçti. Osmanlı, 1917’ye kadar Kudüs’ü imar etti. İngilizler, General Allenby komutasında 6 Aralık 1917’de işgal etti. 1935’te Şeyh İzzeddin el-Kassâm’ın direnişiyle sarsılan İngilizler, 1948’de İsrail terör devletini kurdurdu. Mısır, Ürdün, Suriye, Lübnan, Irak savaştı ama bu devletler emperyalist güdümde oldukları için yenildiler. Filistin tarihi, ümmetin vahdet ve dağılışının aynasıdır.

İçinde bulunduğumuz asır, sapmaların İslam âlemini kapladığı bir asırdır. Sosyal medya, internet, sinema gibi araçlar, Siyonizm’in kontrolünde halkları zehirliyor. Büyük kudretler, her şeyi kendi menfaatleri için istiyor; halkları kullandıktan sonra atılacak meta gibi görüyorlar. Süper güçler kendi hayırlarını düşünürken, herkesin hayrını isteyen tek yol İslam’dır. Enbiyânın sâlih mektebi, sapmaya uğramayan yegâne mekteptir. Ancak halklar, bu mektebi görmezden gelip nefsânî heveslerine kapıldıkça, birkaç günlük saltanat uğruna her şeylerini yitiriyorlar.İslam, uhrevî terbiye ile dünyevî ihtiyaçları muhafaza eder. Kendimizi ıslah edersek, maksatlarımız dünyada tahakkuk eder. Nefsanî hevalarımız şikâyetlere, şikâyetler muhalefetlere yol açarsa, fitnenin günahı boynumuzdadır. Said-i Nursî, Hasan el-Bennâ, Mevdûdî, İmam Humeynî gibi âlimler, İslam medeniyetini inşa için nefis ıslahını vurgulamışlardır. Filistin meselesinin çözümü buradan başlar. Filistin, ümmetin vazgeçilmez davasıdır. Siyonist çeteleri etkisiz kılacak tek güç, Filistin etrafında ümmetin vahdetidir. Filistin = Vahdet = İlahi adaletin tesisi.

Ateşkes, Hamas’ın direnişinin zaferiydi: İki yıllık savaşta 20 tutsak ve cenazeler serbest bırakıldı, yüzlerce Filistinli mahkûm özgürlüğüne kavuştu. Ancak Siyonizm durmuyor; ateşkesi bozup kan akıtıyor. Son beş günde birçok kez ihlal etti: Gazze Şehrinde birçok Filistinliyi öldürdü, yardım konvoylarını engelledi. Günde 600 tır yardım taahhüdü vardı, beş günde sadece 173 tır girdi – oysa 3000 olmalıydı. Serbest bıraktığı Filistinlilerin yerine Batı Şeria’da keyfi tutuklamalar yapıyor. Ölü tutsak cesetlerini saatlerle sınırlı sürede istiyor; bulamazsa saldırı tehdidi savuruyor. Bu, Hamas’ı çözümsüzlüğe sürükleyip savaşı “meşru” kılma oyunu. Netanyahu, kabalist hahamlardan, cinni şeytanlardan aldığı ilhamla başta Filistin bölgesi olmak üzere yeryüzünün her coğrafyasında kan akıtmaya insan neslini yok etmeye and içmiş durumda. vicdanı ölmemiş insanlar ancak bu şeytanlarla baş edebilir. İnsanlığın ortak vicdanını harekete geçirmek zorundayız. Türkiye burada tarihi bir rol oynayabilir.

Şarm El Şeyh’te “Barış Meleği” diye pazarlanan ABD Başkanı Donald Trump, zalimliğinin zirvesinde. İsrail’in en büyük destekçisi olarak ateşkesi baltalayan, kanın ortağı bu sapık adam, Hamas’ı yok sayıp saatler içinde silah bırakmaya zorluyor, reddederse silahsızlandırma tehdidi savuruyor. Amerikan halkı bile Trump’ın Siyonizm’e kayıtsız şartsız desteğinden rahatsız; Siyonizm’e öfkeli.Gazze’de pamuk iplikle asılı ateşkes her an kopabilir;

Yahudi kibri bunu hezimet görüyor. Rehineleri aldıktan sonra Gazze ve Batı Şeria’yı tasfiye planı devam ediyor. Ümmet, silah, mühimmat, gıda yardımlarıyla Hamas’ı desteklemeli; önümüzdeki günleri hızlı değerlendirip vahdeti kurmalı.Müslüman halklar hükümetlerini harekete geçilmelidir. İslam topraklarında hükmeden devletleri, İsrail’in barışı baltalamasına karşı diplomatik, askeri, ekonomik baskıya zorlamalıyız. Sokaklarda, meydanlarda aktif olalım! Türkiye halkı, 1990’lara göre dini duyarlılıkta ilerledi. “Mehmetçik Kudüs’e!” diye haykıran gençler, Birleşmiş Müslüman Halklar’ın gücünü isteyen milyonlar var. Bu nesil, kanalize edilirse istikbârı yok eder.Emperyalist güdümlerden kurtulup “Ne Doğu ne Batı, illa İslam!” nidâsıyla birleşelim. Allah, nefislerimizin şerrinden korusun; ilahi adaleti tesis eden bahtiyarlardan eylesin.



 

Yazarın Diğer Yazıları
Günün Yazıları

Çerez Politikası

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "çerez politikasını" inceleyebilirsiniz.