Hicretin 1447. yılındayız ve Rebiülevvel Ayında, yani Peygamber Efendimizin doğduğu aydayız. Mevlid Kandili’nde camilerimiz dolup taştı. Allah milletimizden razı olsun.

Okulların ilk haftası Mevlid-i Nebi Haftası’na denk geldiğinden, okullarımızda Mevlid-i Nebi etkinlikleri yoğun bir şekilde icra edilmelidir. Bu etkinlikler vesilesiyle okullarımız Kur’an’la, salavatlarla açılmış olur inşallah. Mevlid-i Nebi etkinliklerini önemsemeli, Peygamber Efendimizin doğmuş olduğu Rebiülevvel ayı boyunca her yıl Peygamber Efendimizi gündemimize taşımalı, onun misyonunu anlatmalıyız. Müslümanlar, Rebiülevvel ayında bir tema belirlemeli ve o yıl ihtiyaç duyulan bir konuyu Hz. Peygamber’in hayatından örneklerle işlemelidir. Kanaatimize göre, bu yıl Müslümanların ihtiyaç duyduğu mesele, Fetih Suresi 29. ayetinin ilk cümlesinde gizlidir. Bu yılki temayı bu ayete göre belirleyelim:

*مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللَّهِ ۚ وَالَّذِينَ مَعَهُ أَشِدَّاءُ عَلَى الْكُفَّارِ رُحَمَاءُ بَيْنَهُمْ*

Muhammed Allah’ın Rasûlüdür. Beraberinde bulunanlar kâfirlere karşı çok sert, kendi aralarında merhametlidirler… Bu ayet, Müslümanların kâfirlere karşı kararlı duruşunu vurgular. Bu ilke, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) hayatından günümüze İslam toplumlarının mücadele ruhunu şekillendirmiştir. Ayet, sadece sahabeleri değil, kıyamete kadar Hz. Peygamber’in yolunu takip eden tüm Müslümanları kapsar.

Hz. Peygamber’in 27 gazve ve 56 seriyye ile kâfirlere karşı mücadelesi, İslam’ı yeryüzünde egemen kılmak, muharip güçleri etkisiz hale getirerek kâfirlerin ve zalimleri zelil etmek, ilahi adaleti (Allah’ın adaletini) insanlığa kabul ettirmek gayesi taşımıştır. Bedir Savaşı (624), 313 Müslüman’ın Mekke ordusunu yenmesiyle İslam’ın üstünlüğünü ispatladı. Uhud (625) ve Hendek (627), müşrik ve Yahudi ittifaklarına karşı hak dinin gücünü ortaya koydu. Mute (629) ve Tebük (630) seferleri, Bizans gibi emperyal güçlere karşı İslam’ın izzetini yükseltti. Yahudi kabileleriyle mücadeleler de bu misyonu yansıtır. Beni Kaynuka ve Beni Nadir’in ihanetleri, sürgünle sonuçlandı. Beni Kureyza, Hendek’te antlaşmayı bozunca cezalandırıldı. Hayber’in fethi (628) ve zehirlenme girişimi, kâfirlerin düşmanlığını açığa vurdu. Bu mücadeleler, Hz. Peygamber’in İslam’ı yüceltme ve adaleti hâkim kılma azmini gösterir.

İslam devletleri bu misyonu sürdürdü. Emeviler, Kuzey Afrika ve İspanya fetihleriyle; Abbasiler, Bizans’a karşı seferlerle; Selçuklular, Malazgirt Zaferi (1071) ile; Osmanlılar, İstanbul’un fethi (1453) ve Çanakkale (1915) ile İslam’ın gücünü dünyaya duyurdu.

Kur’an, cihadı Allah yolunda mücadele olarak tanımlar (Tevbe 9/24). Ancak FETÖ, ABD desteğiyle cihadı pasifize ederek kâfirleri sevimli gösterdi. Buna karşın, Hamas’ın İsrail işgaline karşı direnişi, Afganistan’daki Müslümanların NATO’ya karşı mücadelesi ve Avrupa’daki Müslümanların İslamofobiye karşı kültürel direnişi, ayetin ruhunu yansıtır. Hamas, Filistin’de adalet için savaşırken, Afganistan direnişi Mute’deki cesareti hatırlatır.

Fetih Suresi, Müslümanlara kâfirlere karşı tavizsiz bir duruş emreder. Günümüzde işgal altındaki İslam beldelerinin kurtuluşu, Hz. Peygamber’in İslam’ı yüceltme misyonuna bağlılıkla mümkündür. Müslümanlar, cihad ruhunu merhamet ve adaletle birleştirerek mücadele etmelidir.

Mevlid-i Nebi Haftanızı tebrik ederiz. Allah resulünü her yönden rol model alan kullardan olma dileğiyle...