43,6308
38,4454
3.982,58
Yaşadığımız çağda karşılaşmış olduğumuz zulümlerden, kötülüklerden, haksızlıktan kurtulmamızın tek bir yolu var; o da organizeli, örgütlü, birlikte hareket etmekle olur. Peygamber efendimizin Medine'ye hicret etmekteki hedefi; hak ve hakikate davet etmek ve bu davet yolunda cihat etmek için birlikte hareket eden güçlü bir toplum inşa etmeyi amaçlıyordu.
Peygamberi Zişan, yaşadığı çağdaki zulmün çokluğu karşısında küfrün ve cehaletin fazlalığı onu sarsmadı. Hakkı ısrarla tekrarladı, açıkladı. Kafir ve münafıkların menfi tutum ve davranışlarına sabretti. Sonunda Medine'deki büyük bir topluluğun Müslüman olmasını başardı. İslam hükümetini teşkil etti. Medine'de kurduğu devletin başına geçti ve gücü eline geçirdi.
Devlet kurduktan sonra karşısındaki düşmanları daha da büyüdü. Bir tarafta çöllerde bedevi bir şekilde yaşayan, silahlı yağmacı Araplar diğer tarafta İran ve Roma gibi emperyalist devletler… Peygamberimiz bu emperyalist devletlerin yöneticilerine mektuplar gönderdi. Onlarla diyalog kurmak istedi. Mektuplarına olumsuz cevap verenlere ordular gönderdi. Bizzat kendisi de meşhur Tebük seferinde, Roma imparatorluğu ile savaşmak için zırhını giyinip yollara düştü.
HZ. Muhammed (sav) başta Arapların iktisadi ambargosuna maruz kaldı. Medine halkı, günlerce açlığa maruz kaldı. Açlık, ambargo ve bitmek bilmeyen savaşlar bazen Resulullah aleyhisselatu vesselamın etrafındaki insanları ümitsizliğe sevk edebiliyordu. Hatta bazıları Peygamberimize yumuşamasını ve uzlaşma içerisine girmesini tavsiye ediyorlardı. Fakat Peygamberimiz ilahi hükümlerin yeryüzüne egemen olması için çekmiş olduğu kılıcını hiçbir zaman kınına koymadı. Allah yolunda cihat etmekten bir an olsun geri durmadı. Peygamberimizin bu kararlı tutumu ve sürekli cihadı; Medine'de, direnişçi, mücadeleci, gözünün gördüğü hiçbir şeyden korkmayan örgütlü bir toplumun oluşmasına vesile oldu.
Peygamber Efendimiz, savaşlar yoluyla ve diğer davet ve yöntem teknikleri ile Allah yolunda mücadele etmeyi bir yaşam modeline dönüştüren bir halk oluşturdu. Bu halk, ileriki yıllarda Peygamber Efendimizin kurduğu düzenin bereketiyle dünyanın süper güçlerini yenen, Sasani İmparatorluğu’nu yıkan, yeryüzüne egemen bir millet oldu.
Peygamberimizin en büyük hedeflerinden birisi bir ümmet oluşturmaktı. Peygamberimiz bu ümmeti oluşturabilmek için bireyleri tek tek terbiye etme yolunu seçti. Önce sağlam bireyler daha sonra sağlam aileler ve ardından sağlam bir toplum oluşturdu. Günümüzde birileri İslam'ı sadece bireysel bir din olarak anladılar. İslam'ı devletten, siyasetten ayrı olarak görmek istediler. Halbuki kılıç ve hüküm peygamberi Hz Muhammed (sav), hicretin başlangıcından itibaren vefatına kadarki 10 yıllık yaşamı tamamen siyasetten ibarettir. İslam toplumunun temellerinin atılması, İslam hükümetinin kurulması, İslam nizamının oluşturulması, İslam ordularının teşekkül edilmesi, dünyayı yöneten siyasetçilere mektuplar gönderilmesi ve bu mektupları götüren elçilerin eğitilmesi; tüm bunlar siyasetin ta kendisidir.
İslam'ı siyasetten ayırmak ne günümüzde ne de kıyamet gününe kadar hiçbir günde mümkün değildir. Kim İslam'ı siyasetten ayırmayı istediğini söylüyorsa o aslında İslam'a ve o Aziz peygamberimiz Hz Muhammed'e (sav) ihanet içindedir. Birileri Kur'an'ı parçalara bölerek inanmak istiyor. Kur'an'ın ibadetlerine iman ediyorlar ama Kur'an'ın siyasetine iman etmiyorlar.اَفَتُؤْمِنُونَ بِبَعْضِ الْكِتَابِ وَتَكْفُرُونَ بِبَعْضٍۚ Allahu Teala Bakara Suresi’nin 85. ayeti kerimesinde Kur'an'ın bir bölümüne inanıp yani ibadetine iman edip Kur'an'ın hükümlerine, siyasetine iman etmeyenleri çok büyük bir şekilde azapla tehdit ediyor.
Peygamber Efendimizin kurmuş olduğu nizamın, devletin birçok vasfı vardır. Bu özellikleri inceleyen ilim dalına siyâset-i şer‘iyye denir. Peygamberimizin siyasi bir yapı inşa ettiğini izah etmeye çalıştık. Onun büyük emeklerle örgütlediği nizamın birkaç özelliğini maddeler halinde sayacak olursak araştırmalarımızda karşımıza çıkan ilk maddeler şunlardır:
1. Peygamber Efendimizin kurduğu düzenin en önemli 1. özelliği iman ve maneviyattır. İnsanları harekete geçiren, insanlara aksiyon aşılayan, insanlara iş yaptıran güç; Allah'ı razı etme, Allah'a kulluk etme bilincidir. Peygamberimizin kurduğu nizam gibi bir nizam kurmak isteyen bir toplum önce bireylerine iman ve maneviyat ruhunu aşılamalıdır.
2. belirgin özellik adalettir. Bir toplumda adaletin ikame olabilmesi için her hak sahibine hakkını verme endişesini, kıyamet gününde Allah'a hesap verme endişesi ile birleştiren anlayışın oluşması neticesinde adalet tecelli eder. Peygamberimiz yaşadığı çağda bu anlayışı kendi toplumunda oluşturmayı başardı.
3. özellik ilim ve marifettir. Peygamber Efendimiz, halkını bilinçle, marifetle ve olayları teşhis etme melekesini kazandırarak yetiştirmiştir. Peygamberimizin yetiştirdiği halk, edilgen değil etken bir halktır.
4. özellik kardeşliktir. O, hicret eder etmez insanlar arasında kardeşliği tesis etmiştir. Peygamberimizin yetiştirdiği halk, menfi çıkarları için çalışanlarla mücadele etmiştir. Peygamberin kurduğu düzen; samimi, kardeşçe, birlik beraberlik üzerine kurulu bir düzendir. Bir ırkın, bir ailenin, bir kabilenin menfaatini gözeten bir düzen değildir. Kardeş olma, ümmet olma bilinci ile hareket eden, bütün insanlığın dünya ve ahiret saadet ve selametini isteyen ve bu uğurda çalışanların düzenidir.
5. özellik Peygamberin kurmuş olduğu düzende ahlak sahibi insanlar vardır. Peygamberimiz şahısları bir bir terbiye eder ve yetiştirirdi. Toplumun ıslahını, şahısların ıslahında görürdü. Kimseyi ötelemez; ama, aksak, engelli bireyleri dahi toplum içerisinde terbiye eder, yetiştirir, onlara görevler verirdi.
6. özellik Peygamberin kurduğu nizamın en önemli özelliklerinden birisi de güç ve İzzet nizamıdır. Peygamberin kurduğu toplum, içine kapanık, bağımlı, takipçi bir toplum değildir. İhtiyacı için elini ona buna uzatan bir toplum değildir. Hatta Hendek Savaşı'nda Medine hurmaları karşılığında düşmanın birliğini bozma teklifine dahi itiraz ederek ‘Biz Müslüman olduktan sonra kafirlere haraç vermeyiz ya resulallah!’ diyerek kuşatmayı, açlığı, zorluğu tercih edip düşmana boyun eğmeyen bir toplumdu. Peygamberin yetiştirdiği toplum, izzetliydi, muktedirdi, karar alabilen bir toplumdu.
7. özellik; Peygamberin oluşturduğu o toplum; çalışma, hareketlilik ve sürekli ilerleme üzerine inşa edilmişti. Peygamberin kurmuş olduğu toplumun elinde kılıç vardı, silah vardı. Bu kılıcı, silahı hiçbir zaman indirmediler. Engelleri, güç sahiplerini ve ele başlarını yol üzerinden kaldırmak için kullandılar.
Bu maddeleri çoğaltabiliriz fakat bu mevzu bu köşeye sığmayacak kadar büyüktür.
Resulullah'ın kurduğu nizamı anlamak ve bunun için araştırmalar yapıp düşünmek dileğiyle hepinizi Allah'a emanet ediyoruz.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "çerez politikasını" inceleyebilirsiniz.