43,6116
38,4398
3.962,19
MEB, adı üzerinde Milli Eğitim Bakanlığı asli fonksiyonunu icra edebilmesi için sivil toplum kuruluşları ile daha sıkı bir ilişki içerisinde olmalıdır. Özellikle darbelerden sonra Milli Eğitim Bakanlıkları dış güçler tarafından kurulan çeşitli sivil toplum kuruluşları ile çok sıkı ilişki içerisinde olmalarına rağmen yerli dernek ve vakıflarla daima mesafeli idiler. AK Parti hükümeti ile beraber Milli Eğitim Bakanlığı’nda millileşme hareketleri gözlemleniyor. Toplumsal beklentiyi yeterince karşılamasa da sivil toplum kuruluşları ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında imzalanan protokoller toplumsal teveccühe vesile oluyor.
Eğitim sistemimizin tamamen milli ve yerli olabilmesi için bu toprakların bünyesinde doğmuş, gelişmiş, büyümüş sivil toplum kuruluşlarının desteğine ihtiyaç var. MEB halihazırda bir iki yerli ve milli vakıfla protokoller imzaladı. Bu bile yerli olmayan kesimin MEB’e saldırmasına sebep oldu. Başta soru önergesi vererek çeşitli yollarla MEB’e saldırmaya başladılar.
Milli Eğitim Bakanlığı, çeşitli sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yaparak Türkiye geneli bazı sınavlar yapmaktadır. Bu tür sınavların sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yaparak organize edilmesi takdire şayandır. Eğitimin milli ve yerli olabilmesi için yerli ve milli sivil toplum kuruluşları ile Milli Eğitim Bakanlığının daha somut adımlar atması gerekir. Peygamber Sevdalıları Vakfı, Anadolu Gençlik Derneği, Ufka Yolculuk, TUGVA gibi yerli ve milli, vakıflar, dernekler; başta Peygamber Efendimizin anlatıldığı siyer kitapları üzerinden siyer sınavları icra ediyorlar. Yine çocuklarımıza, gençlerimize fayda sağlayacak, onların tarihimizle geçmişimizle bağlarını pekiştirecek; tarih kitaplarından, bakanlığın onayından geçen komisyonların onayını alan kitaplar üzerinden, çok profesyonelce -hiçbir masrafa girmeden, devleti milleti herhangi bir masrafa sıkıntıya sokmadan- çok güzel sınavlar icra ediliyor.
Peygamber Sevdalıları’da 9 Şubat'ta Türkiye geneli siyer sınavı yapacak. Siyer sınavının 1. ve 2. kategori kitabını yılların öğretmeni olan Feyzullah Zerey hocamız “En Güzel Rehber Hz Muhammed” isimli kitabıyla çocuklarımıza, ortaokul öğrencilerimize Peygamber Efendimizin hayatını öğretiyor. Beşir ve Nezir isimli komisyon tarafından hazırlanmış, 3. ve 4. kategoridekiler yani liseliler ve üniversiteye giden yaşı büyük olan insanlarımız için bir kitap hazırlanmış. Bu kitap da Peygamberimizin yaşam tarzını birçok yönden ele almış 8 bölümden oluşuyor. Gerçekten insaf sahibi her kişi bu kitaplara bakarak ne kadar faydalı bir çalışma yapıldığını görür. Nitekim milletimiz hakla batılı çok kolay ayıran bir millettir. Daha sınava 2 ay olmasına rağmen siyer sınavına 120.000'e yakın kayıt yapılmış. Gerçekten büyük bir başarıdır.
Yine Ufka Yolculuk’un, Anadolu Gençlik Derneği'nin yapmış olduğu siyer sınavı kayıtlarını da dahil edecek olursak topluma faydalı dernek ve vakıfların yapmış olduğu bu sınavlara yüz binlerce insanımız zevkle katılıyor. Umre ödülleri, bilgisayar ödülleri, tablet ödülleri ve birbirinden güzel birbirinden faydalı ödüllerle insanlarımız emeklerinin karşılığını da alıyorlar. Bu sınavların faydasını gören öğretmenlerimiz müdürlerimiz de canla başla çocuklarımıza, insanlarımıza bu sınavı duyuruyorlar. Emeği geçen herkesten Allah razı olsun.
Bu güzel ve hayırlı çalışmalar olurken elbette ki şeytan ve taraftarlarına hizmet eden, yüzleri çirkin, kalpleri çirkin, sözleri çirkin, amelleri çirkin, dünyada rezil ahirette de zelil olacak bir takım zevat bu günlerde sosyal medya ve televizyon kanallarında İslami vakıf ve derneklere saldırmaya başladılar. Tabi Milli Eğitim Bakanlığını hedef tahtasına oturttular. İslam'a ve Müslümanlara zarar vermek niyetiyle yapılan her çalışmaya destek veren şeytan ve taraftarlarının Allah belasını versin. Dünyada zelil ahirette rezil olsunlar. Yeryüzünde nefes alacak tek bir diyar bulmasınlar. Bu topraklarda siyaset yapacak bir imkanı Allah onlara artık nasip etmesin.
Gerçekten milletimizi şeytan ve taraftarları adına çok ama çok ezdiler. 28 Şubat'tan hemen sonra Mesut Yılmaz üzerinden çıkartılan kanun gereği 12 yaşın altındaki çocuklara Kur'an-ı Kerim öğretilmesi yasaktı. Bu yasak 2012 yılına kadar sürdü. AK Parti Hükümeti bu yasağı kaldırdı. Bugün 30 yaş ve üzerindeki insanlarımız Kur'an-ı Kerim okumayı bilmiyorlarsa bunun en büyük sebebi bu hain insanlardır. Bunların eline fırsat geçse yine bizim dinimize yine bizim camilerimize, imam hatiplerimize ellerini uzatmaktan perva etmeyecekler. Bugün el uzatmaya gözleri kesmiyor ama dillerini perva etmeden uzatıyorlar. İçimizden birilerini sürekli hedef tahtasına koyarak onu yıpratmaya çalışıyorlar. Şimdilik hedefleri Milli Eğitim Bakanlığı ve o bakanlığın başında olan Profesör Doktor Yusuf Tekin’dir.
Suriyeliler üzerine siyaset yapıp kendini öne atan, başta Mossad olmak üzere birçok dış mihrakla gizli ilişkileri ayyuka çıkan kendini siyasetçi olarak gösteren bazı sahtekarlar Milli Eğitim Bakanlığı'na ve Yusuf Tekin'e pervasızca hakaret etmeyi kendilerine bir meslek olarak görmeye başladılar. Bu provokatörlerin toplumu yanıltmasına artık izin verilmemelidir.
MEB, şeytan ve taraftarlarının çığırtkanlıklarını umursamadan eğitimin yerli ve milli olması için başta Maarif Modeli olmak üzere sağlam ve hızlı adımlarla yoluna devam etmelidir. Allah’ın dini en üstün din, Allah’ın kitabı Kuran gönüllerde yer eden kitap olması için mücadele edenlere selam olsun.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "çerez politikasını" inceleyebilirsiniz.