Çocuklarımızın başörtüsü ile okullara gitmesinin yasak olduğu yıllardı. Bir televizyon kanalında bu konu gündeme getirilmişti.

Çocuğu başörtüsü ile okula giden bir veli ile sunucu tartışıyorlardı.

"Küçük yaşta başörtüsü ile çocuğunuzu okula göndermeniz anayasamıza göre yasaktır!"

Cevabını veren spikere: "Hanımefendi ben tehdit ediliyorum!" diyerek cevap vermişti dertli baba.

Spiker: "Ne ile tehdit ediliyorsunuz efendim?" diye sorduğunda:

Baba: "Beni Allah’u Teala cehennem azabıyla tehdit ediyor. Çocuklarınızı, ailenizi İslam'ın emirlerine göre yetiştirmezseniz azap size dokunur." diyor.

Baba konuşmasının devamında; "Yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem azabından kendinizi ve ailenizi koruyun, eğer ben çocuğuma İslami kıyafeti küçük yaştan itibaren öğretmezsem telkin etmezsem ve yarın benim evladım hicapsız olursa Allah'ın emirlerini tutmazsa benim evladım cehenneme gider ve ben de bundan mesul olurum. Ben de cehenneme giderim. Madem biz bir devletiz madem biz bir ülkeyiz, devlet vatandaşını her türlü tehlikeden korumakla mükelleftir. Sadece dünyevi tehlikelerden değil uhrevi tehlikelerden de korumakla mükelleftir. Madem devletsiniz öyleyse beni Allah'ın tehdidine karşı koruyun." Dedi.

Elhamdülillah bu konu ile ilgili gerekli adımlar atıldı, artık çocuklarımız da başörtüsüyle okula gidebiliyor. Geçen gün bu konuyla ilgili bir sendika danıştaya itiraz dilekçesi yazdı. Milletimizin dini değerlerine düşmanlık eden bu tür sendikalar, vakıflar veya dernekler var.

Şeytani güçlerin güdümüne girip onların emirleri doğrultusunda çalışan yapılar var. İşte bu tür yapılar Milli Eğitim'in almış olduğu bu kararı iptal ettirmeye çalışıyorlar. Yani bir evladımız, bir genç kızımız başörtüsüyle okula gidemesin diye tekrardan başvuruda bulunmuşlar. Yine geçen gün Tarım Bakanı Erzurum'a gitmişti. Erzurumlu köylü bacılarımız çarşafa benzeyen Erzurum'un yerel kıyafetini giymiş ve bu şekilde tarım bakanı ile konuşup dertlerini sorunlarını dile getirdiler. Bunu birileri sosyal medyada bayağı eleştirdi. "İşte burası Afganistan’mı İran’mı? Ülkemiz nereye gidiyor..." diye gündeme getirdiler.

Allah İslama düşmanlık edenlere hidayet veriyorsa versin, vermiyorsa dünya ve ahirette zelil etsin. Rahat nefes alabilecekleri bir tek diyar bırakmasın.

Bu çarşaf, bu örtünme, bu hicap Afganistan'ın, İran'ın, Suudi Arabistan'ın değil arkadaş! Bu Allah'ın emridir. Çarşaf bin yıldan fazladır Müslüman Türk halkının yerli ve milli kıyafetidir. Bu ithal edilmemiş, bu Kur'an'ın tarifiyle Müslüman kadınların giydikleri bir kıyafettir. Hicap meselesi çok önemlidir, halen hicaba saldıran yapılar var. Vatandaşlarımızı bu konuda duyarlı olmaya davet ediyoruz. Buradan bütün Müslüman hanımefendilere sesleniyoruz. Allah rızası için ahirette bela ve musibete uğramamak için hicabımıza, örtümüze dikkat edelim. Çocuklarımız ergenlik çağına girmişse onların da örtünmesi için tavsiye, önerilerde bulunarak onlara yardımcı olalım. Hicap Allah'ın emridir, bu herhangi bir cemaatin hocanın herhangi bir ülkenin yerel bir kıyafeti değildir Allah emridir. Hicaplı olan bacılarımıza da sesleniyoruz. Örtünün modası, tarzı olmaz. Bu benim tarzım, ben böyle örtünüyorum diyemezsin. Niçin diyemezsin? Çünkü örtünme ile ilgili nas var. Nas ne demek? Yani konuyla ilgili ayet var ve bu ayet örtünmenin nasıl olması gerektiğini tüm detaylarıyla ifade ediyor.

Biz, Yahudileri, Hristiyanları, putperestleri razı edemeyiz. Allah'a ve resulüne bayrak açmışları razı edemeyiz. Bizim razı etme derdinde olduğumuz tek bir merci var o da Allah'tır. Allah'ı razı etmenin yollarından birisi de hicaptır, örtünmedir tesettürdür. Bu konuda erkeklerin de hicabı dar elbise giymemek, geniş elbise giymek Resulullah'ı giyim kuşamda örnek almakla olur. Allah resulü geniş giyinmiştir, biz de geniş giyineceğiz. Allah resulü sade giyinmiş, biz de sade giyineceğiz. Beyaz, yeşil, siyah renkleri sevmiş ve genelde kıyafetlerini bu renklerde tercih etmiştir. Biz de bu renkleri tercih edeceğiz. Yani kendimizi her yönüyle Peygamber Efendimizin şekline bürünerek, O’nu rol model alacağız. Allah Resulü sakal bırakmış, bıyıklarını kökten kesmemiş, bıyıklarının uçlarını kısaltmış, dudak kırmızılığı görünene kadar bıyık uçlarından kesmiş.Biz de sakalımızı bıyığımızı Allah resulüne benzetiriz. Allah resulü cuma günleri tırnaklarını kesmiş biz de keseriz,Allah resulüne benzemeye çalışırız. Kumlu bireysel sünnetler ile beraber Allah resulü kurmuş olduğu devleti toplumsal bir sözleşme niteliğinde olan Medine Vesikası isimli anayasa ile yönetmiştir. Biz de İslam'a göre bir anayasanın yazılması için elimizden geleni yapar, bu konuda Allah resulünü örnek alırız Allah’u Teala bizi cehennem azabından korunmamıza vesile olacak, dünya ve ahiret emniyetimizin sağlamasına vesile olacak bir anayasanın gölgesinde yaşamayı bize nasip etsin.

Tüm bunlarla beraber gündemimizde her daim Gazze var, gündemimizde direniş var, gündemimizde Lübnan, Filistin var. Bu konuda Umut Kervanı Vakfının yapmış olduğu yardımlardan dolayı kendilerini tebrik ve takdir etmek istiyoruz. Filistin'deki, Lübnan'daki Müslümanlara sahip çıktılar, yardımları ulaştırıyorlar. Sıcak yemek başta olmak üzere gıda yardımında bulunmaya çalışıyorlar. Yine Filistin'de ve  Gazze'de savaşın bombaların altında bu çalışmalara devam ediyorlar. Buradan bütün vatandaşlarımıza diyoruz ki: Umut Kervanı vakfı üzerinden yardımlarımızı, zekatlarımızı ve sadakalarımızı hayır- hasenatlarımızı Filistin ve Lübnan'a ulaştırabiliriz. Bugün dayanışma, yardımlaşma, birbirimize sahip çıkma günüdür.

Gazze düştü, Lübnan'a girdi Lübnan düşecek Suriye'ye girecek, Suriye düşünce bizim ülkemizi saldırı altına alacak. Cumhurbaşkanın bu konuda beyanı var. Tehlike açık ve net görünüyor. Bu tehlikenin bizim ülkemizi de sarmaması için direnişe var gücümüzle destek vermemiz gerekir. Bu ülkenin insanları zulme, kadra, kötülüğe uğramaması için ülkemizi yönetenleri harekete geçirmeliyiz. Başta İncirlik ve Kürecik üstlerinin kapatılması konusunda toplumsal baskı oluşturmalı, yöneticilerimizi bu konuda somut adımlar atmaya teşvik etmeliyiz. Ülkemizi yönetenler bütün dünyaya diye bilsinler ki; "Bakın milyonlarca vatandaşım Kürecik'in ve İncirlik'in kapatılmasını istiyor. Hem sizin güvenliğiniz açısından hem de milletimizin talebi gereği ben bu üstü kapatıyorum." deyip kapatsınlar. Vatandaş bu konuda toplumsal kamuoyu oluşturabilse ülkemizi yönetenlerin de bu konuda daha net adımlar atacağından emin olabiliriz. Yeter ki vatandaş olarak kendi irademizi samimi olarak ortaya koyabilelim.

Evet biz bu savaşta tarafız. Mazlum Filistin halkının tarafıyız. Hamas'ın tarafındayız.Lübnanlı mazlum Müslümanların tarafındayız. Kafirlerin, münafıkların Amerika'nın İsrail'in Almanya'nın Fransa'nın karşısındayız. Almanya Savaş gemilerini Lübnan sınırına gönderip savaşa kendini dahil etti bile. Yani şu anki savaş hak ile batılın topyekûn savaşıdır.

Ya Rabbi sen Türkiye halkına hakkın yanında olmayı nasip et. Filistin'in, Kudüs'ün Mescid-i Aksa'nın yanında olmayı nasip et, sözle değil fiili olarak milletimize bu konuda fırsat ve imkan ver Allah'ım. Bu savaşta tarafsız ve sessiz durarak küfrün batılın ve zulmün yanında olup kıyamet günü azaba uğrayanlardan etme bizi Allah'ım!