kaa

HÜDA PAR Kadın ve Aile Başkanı Aynur Sülün: "Aileyi yıkacak yasalar ve projeler dayatılıyor"

HÜDA PAR Kadın ve Aile Başkanı Aynur Sülün, Gaziantep’te düzenlenen “Son Kale Aile Paneli”nde yaptığı konuşmada, aile kurumuna yönelik saldırılara dikkat çekti.

HÜDA PAR Kadın ve Aile Başkanlığı’nın Gaziantep’te düzenlediği “Son Kale Aile Paneli”nde HÜDA PAR Gaziantep Milletvekili Şahzade Demir selamlama konuşması yaparken HÜDA PAR Kadın ve Aile Başkanı Aynur Sülün ise açılış konuşmalarını yaptı. Sülün konuşmasında, “Kadın hakları bahanesiyle aileyi yıkacak yasalar ve projeler dayatılıyor.” dedi.

Batı’nın yamuk aynasına bakınca ailede gedikler açıldı”

Sorunların geçmişte de var olduğunu ancak Batı’nın dayattığı değerlerle birlikte ailede ciddi gedikler açıldığını ifade eden Sülün, şöyle konuştu: “Batı’nın bize dayattığı yamuk aynaya bakmaya başladığımızda kendi değerlerimizi küçümsedik. Oysa teknik olarak geri kalmış olsak da sahip olduğumuz değerlerimiz Batı’yla kıyaslanamayacak kadar yüceydi. Üç kıtaya hükmettiğimiz dönemlerde bile adalet ve huzuru biz tesis ettik, insanlığa anne şefkatiyle muamele eden bir medeniyetin sahipleriydik. Fakat Batı’nın eline ipimizi verince kalelerimiz bir bir yıkıldı. Bugün de aynı saldırı aile üzerinden yürütülüyor.”

Kadın hakları söylemiyle aileyi hedef alıyorlar”

Sülün, Batı’nın “kadın hakları” söylemini kullanarak aile yapısını hedef aldığını belirterek, “Kadın hakları bahanesiyle aileyi yıkacak yasalar ve projeler dayatılıyor. Bu savaş, feminist ve sapkın oluşumlar üzerinden içeriden yürütülüyor. Medya ise aileye yönelik saldırıların aparatı haline geldi. Her olay üzerinden İslam’ın aile modeline saldırıyorlar. Biliyorlar ki aileyi dağıtmanın en iyi yolu rol ve sorumluluk karmaşası oluşturmaktır.” ifadelerini kullandı.

Kapitalizmin son cephesi aile”

Kapitalizmin bugün aileyi hedef aldığını dile getiren Sülün, “Dünya artık yeni bir cepheyle karşı karşıya. Kapitalizmin son cephesi aile. Her ferdini birbirinden koparıyor, düşmanlaştırıyor. Kullandığı aparat ise kadın hakları ve çocuk hakları söylemi. Çocuklarımızı bizden koparıp yeni kapitalist çıkarların aracı haline getiriyorlar.” dedi.

15-16 yaşındaki kız çocukları gayrımeşru hayata kurban gidiyor”

Gençlere yönelik yozlaştırıcı kültürel saldırılara da değinen Sülün, müzik, eğlence sektörü, fenomenler, futbol ve modanın gençliği tükettiğini ifade etti. Sülün, “Birileri çıkıyor hadi kızlar sokağa koşun, çıkın evden diye bağırıyor, düşman orduları paralı troller onun sesini tüm gençlere duyuruyor. Birileri çıkıp ‘biz kimsenin namusu değiliz, bacısı değiliz, bedenimiz bizimdir’ diyerek genç kızları babaya, ağabeye, amcaya, kocaya savaş açtırıyor. Sokağa davet ettikleri daha 15-16 yaşındaki kız çocukları gayrımeşru hayata kurban gidiyor.” şeklinde konuştu.

Bu gidişata dur demek zorundayız”

Sülün konuşmasını şu çağrıyla tamamladı: “Artık Batı’nın ve uşaklarının bizim adımıza, ailemiz adına karar vermeleri yeter. Bu gidişata; yönetimden siyasete, sivil toplumdan her bir ferde kadar herkes hep birlikte dur demek zorundadır. Yarın çok geç olabilir.”

Asıl üzerine düşeni yapmak durumunda olan hükümettir”

Ailenin içinde bulunduğu durumla ilgili farkındalığın arttığına dikkat çeken Demir, “Gayret eden kardeşlerimize, sivil toplum kuruluşlarımıza, konfederasyonlarımıza, federasyonlarımıza ve siyasi partilerimize de çok teşekkür ediyoruz. Sivil toplum elbette ki üzerine düşeni yapmak zorundadır. Ama asıl üzerine düşeni yapmak durumunda olan hükümettir.” dedi.

Etkin ve sonuç getirici bir çalışmaya imza atılmalıdır”

Evlenme çağına gelen ancak evlenmemiş olan gençlerin sayısının 20 milyona yaklaştığını ifade eden Demir, “Bu çok ciddi bir tehlike. Atılması gereken ciddi adımlar var. İlgili kurum ve bakanlıklar bu işe el atarak ortak bir plan ortaya koymalı ve etkin, sonuç alıcı adımlar atmalıdır. Bunun birçok ayağı var. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının, İletişim Başkanlığının ve Millî Eğitim Bakanlığı'nın atacağı çok ciddi adımlara ihtiyaç var.” diye konuştu.

Aileyi korumaya yönelik yasalara ve revizyonlara ihtiyaç var”

Demir, eğitim sisteminin ailenin içinde bulunduğu durum göz önünde bulundurularak revize edilmesini belirterek şu ifadeleri kullandı: “Karma eğitimi zorunlu olmaktan çıkarması gibi bazı adımlara ihtiyaç var. Belki de en önemli husus, yargı sistemimizin bu anlamda elden geçirilmesinin bir zorunluluk olmasıdır. Aileyi korumaya yönelik yasalara ve revizyonlara ihtiyaç var. Evlilik dışı ilişkilerin suç sayılması, zinanın suç sayılması, 6284 sayılı yasanın kaldırılması, süresiz nafakanın kaldırılmasına ve birçok hukuki adıma ihtiyaç var.”

Geleceğimiz çok ciddi bir tehdit altında”

Ailenin korunmasına yönelik atılacak olumlu adımlara engel olmak isteyenlerin olduğuna vurgu yapan Demir, “Feminist yapılar, Batı, Avrupa destekli yapılar engel olmaya çalışıyorlar. Fakat artık herkesin anladığı bir husus var. Geleceğimiz hakikaten çok ciddi bir tehdit altında.” uyarısında bulundu.