EKONOMİDE HÜKÜMETİN İMTİHANI

    EKONOMİDE HÜKÜMETİN İMTİHANI

Öncelikle salgın deyip geçmemek gerekir. Yüzyıllar boyunca gelmiş geçmiş tüm devletler, imparatorluklar, türlü kavimler ve niceleri salgın gibi bir çok hastalıklarla mücadele etmişlerdir.

6. yüzyılda yaşanan hıyarcıklı veba salgını, Bizans imparatoru 1.Justinyen’ in saltanatının önüne taş koydu. Jüstinyen vebası olarak bilinen bu salgının o zamanlar dünya nüfusunun yarısına eşit olan 30 milyon ile 50 milyon insanın ölümüne sebep olduğu düşünülüyor. Bu salgına kısaca göz atacak olursak; bu salgın ticaretin büyük oranda durmasına, imparatorluğun zayıflamasına ve bunun sonucunda da Bizans’ ın kendi topraklarını diğer ülkelere karşı koruyamayıp işgal edilmesine sebep olmuştur.

Hiç şüphe yok ki geçmişten günümüze değişik tarihlerde yaşanan salgın hastalıklar devletlerde derin yaralar açmıştır. Ülkelerin ekonomilerini alt üst etmiş, coğrafyalarda dengeleri değiştirmiş, ilkelerin asker sayısı başta olmak üzere nüfuslarını zayıflatmıştır.

Benim üzerinde durmak istediğim nokta salgının ekonomiye verdiği/vereceği zararlar ve ekonomi üzerinde oluşturacağı etkilerdir. 

Türkiye olarak salgının ilk gününden itibaren ekonomi kötü yönde etkilenmeye başlamış, piyasada bir tedirginlik oluşmuştu. Salgın ilerleyip zaman geçtikçe doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine ülkenin tüm kentlerinde turizm sektörü başta olmak üzere esnaf, işyerleri kepenk kapatmak zorunda kalmıştı. 

Kendisini yeni yeni toparlamaya başlayan bir ülke için bu durum çok zor şartlar getirmiş ve ülkeyi derinden etkilemişti.  Hükümetin savunma sanayisinden kalkınmaya kadar tüm çalışmalarını her ne kadar aksatmadan devam ettirmeye çalışılsa da öncelikli konu ekonomiyi sağlam zemin üzerine oturtmak ve en az zarar ile sürdürebilmek gibi bir görevi vardı.

Bu kapsamda toplumun vergi yönünden en küçük çekirdeği olan SSK’ lı çalışan her kesim için kısmi çalışma ödenekleri gibi, fabrikalar veya tüm kesim işverenlerin bankalara olan borçlarını 3 ay erteleme gibi ayrıca bitmek üzere olan bazı teşvikleri devam ettirme ve uzatma gibi hamleler yapan hükümet halk ekonomisini rahatlatma adına bir takım önlemleri almaya çalıştı.

Fakat tüm bunlar yeterli miydi? 

Hayır yetersizdi…

Yaklaşık 9 aydır devam eden pandemi süresince esnafın ve halkın kamu kurumlarına ve bankalara olan borçları daha uzun vadeye ertelenebilirdi.

Küçük esnafın vergi beyannamelerinin ertelenmesi yerine stopaj ve damga vergileri silinebilirdi. 

Halkın elektrik, su, doğalgaz ve MTV gibi bir takım zaruri ihtiyaçtan kaynaklanan borçları silinebilir veya indirilebilirdi.

Ancak 9 ay sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ dan kiralarda düzenlemeye gidiyoruz açıklaması geldi. Ve bu açıklamadan hemen sonra esnafın gözü kabine toplantısına çevrildi.  Hatta kira düzenlemesi ile birlikte elektrik, su, doğalgaz faturalarıyla da alakalı bir çalışmanın gündeme alınması da konuşulanlar arasında..

Her ne kadar gecikmiş adalet,  adalet değildir diye düşünsem de kabine toplantısından çıkacak kararı sabırsızlıkla bekliyorum.



Bu makale için yorum yaz

Not: Telefon ve E-Posta'nız gizlilik şartları gereği tarafımızca gizlenmektedir. "Yorum ve İsminiz" herkese görünür şekilde olacaktır. Hakaret ve buna dayalı tüm sorumluluk size aittir.