Lokanta ve restoranlar normalleşme istiyor

Lokanta ve restoranlar normalleşme istiyor

Covid-19 vakalarının Türkiye’de ilk görüldüğü süreçten bu yana en çok etkilenen esnaf zor günler geçirmeye devam ediyor.


Aylardır lokanta, pastane, dürümcü, restoran ve kafeler yasak nedeniyle içeri müşteri kabul edemiyor. Sadece paket ve gel-al servisi yaparak ayakta durmaya çalışan esnaf, kira ve faturalarını ödeyemiyor.

Milyonlarca çalışanın olduğu bu sektör tarihinin en zor günlerinden geçiyor. Kısıtlamalar çerçevesinde şu an sadece paket servis veya gel-al hizmeti verebilen sektör temsilcileri, bir an önce normal çalışma koşullarına dönmeyi istiyor.

Covid-19 salgını tedbirler kapsamında sadece paket ve gel-al servisi yapan yeme-içme sektörünün çok zor günlerden geçtiğini ifade eden sektör temsilcileri, “Covid-19 salgının sadece biz mi yayıyoruz” diyerek sitemde bulunuyor.

Çok zor durumda olduklarını belirten sektör temsilcileri, kısıtlamalarda çifte standart uygulanmasına tepki gösterdi.

Esnaf için her türlü kısıtlamayı uygun gören Bilim Kurulu üyelerinin, düzenlenen kongrelere, kalabalık toplu taşıma araçlarına, yetkililerin kalabalık halinde yaptıkları programlara, kayak merkezlerindeki kalabalıklara ve sosyal mesafesiz yapılan uçak seferleri için tek kelime bile etmemesini ise “haksızlık” olarak nitelendiriyor.

Covid-19 tedbirleri kapsamında alınan kararlara göre, restoran, lokanta, pastane, kafe, kafeterya gibi yeme-içme yerlerinin 10.00-20.00 saatleri arasında sadece paket servis veya gel-al hizmeti verecek şekilde açık kalabildiğini belirten sektör temsilcileri, bu durumun esnafı mağdur ettiğine dikkat çekti.

Restoran işletmecisi Ahmet Teksöz, tedbirlerin sadece kendilerini kapsamına tepkili göstererek acilen mağduriyetlerinin giderilmesini istedi.

“Nereye kadar dayanacağız?”

Salgın sürecinin en çok esnafı olumsuz etkilediğine dikkat çeken Teksöz, “Çalışan personellerin çoğuna izin verdik, şu anda mağdur durumdalar. Bir an önce bu yasakların kalkmasını istiyoruz. Bütün her şey serbest de yalnız restoran için mi yasaklar var? Müşteri içeride otursa ne olur? Aralarında sosyal mesafe olduktan sonra ne fark eder? Personelin ücreti, dükkan kirası, vergi ve diğer giderlerin hepsi nasıl olacak? Ödemlerimiz hep cepten gidiyor. 3 ay boyunca bunları nereden getirmemiz lazım. Nereye kadar dayanacağız? Dayanacak gücümüz hiç kalmadı. Her taraf kapalı, bir şey yapamıyoruz.” dedi.

“Artık yetkilerden bir çözüm bekliyoruz”

Sosyal mesafeyi koruyarak masaların düzülmesine ve yüzde 50 kapasite ile içeri müşteri alınmasına bir an önce izin verilmesini istediklerini belirten Osman Keklik, “Kısıtlamalar sağlık açısından alınan bir takım önlemlerdir. Yalnız esnaf olarak genel anlamda sıkıntı yaşıyoruz. Pandemi sürecinden bu yana bayağı bir sıkıntılı süreç halen devam ediyor. Devlet büyüklerimizden bir çözüm bekliyoruz. En azından kısıtlamaları biraz gevşetirlerse esnaflara da bir can suyu olur.” ifadelerini kullandı.

“Kısıtlamaların bir an önce bitmesini temenni ediyoruz”

Kendi restoranlarında çalışan sayısının yarı yarıya azaldığını ifade eden Mehmet Yıldırım da bu süreçte çok mağdur olduklarını belirterek şunları söyledi:

“Bir senedir bu pandemi ile uğraşıyoruz. Bu illeti bir türlü başımızdan def edemedik. Yazın birkaç ay bir açılma süreci oldu ama sonra tekrar kışın gelmesiyle, vakaların artmasıyla tekrar salonlarımız kapandı. Bayağı bir zorluk çekiyoruz. Kiramızı, elemanların ücretini ödemekle sıkıntı çekiyoruz. Sadece paket ve gel-al servis olarak çalışıyoruz. Yaklaşık bir senedir salonumuz kapalı. Çok zorluklar çekiyoruz. Başka bölgelerde turizm sektörünün açılması, bizim salonlarımızın açılmaması bizim için büyük bir kriz ve bu konuda mağduruz.”

Toplu ulaşım başta olmak üzere birçok yerde her gün insanların iç içe olduğunu ifade eden kafe sahibi Arzu Aksu ise, “Birçok yer açıkken, kongreler yapılırken neden biz kapalıyız?” diye sordu.

“Küçük esnaflardan lütfen ellerini çeksinler”

Kısıtlamalarda çifte standart uygulandığını savunan Aksu, “Bu ülkeyi yönetenlere sesleniyorum; küçük esnaflardan lütfen ellerini çeksinler. Çünkü biz mahvolduk. Çoluk çocuğumuz ekmek parası aramaya başladı. Yalnız küçük esnaf mıydı bu hastalığı getiren? Hayır, biz değiliz. Oteller bugün açıksa, kongrelerinizi güzel bir şekilde yapıyorsanız ve bunu da alkışlatıyorsanız, bütün otobüsler, firmalar açıksa, her yer dolu dolu taşıyorsa bizim suçumuz neydi? Bize yaptığınız nedir? Buna bir türlü anlam veremiyorum. Lütfen küçük esnafı görsünler. Artık çifte standart yapmasınlar. Zaten esnaf bitmiş ve orta direk denen bir şey kalmadı. Geçmişte orta direğimiz vardı, o da bitti. Ya tabanda ayak altında eziliyorsun ya da yükseliyorsun. Bu nasıl bir ülke oldu? Ekmek kapılarımızı açsınlar.” diye konuştu.

Aylardır kapalı olduklarını ve mağdur olduklarını belirten Ahmet Garan da yetkililerin mağduriyetlerini görmesini ve gidermesini istedi.

“Virüs sadece kafe ortamında mı yayılıyor?”

Yasakların sadece esnafı kapsamına tepki gösteren Garan, “Yüzlerce çelişki var. Üst üste koyunca virüs sadece kafe ortamında mı yayılıyor? Bunu gerçekten anlamak zor. Kongreler tıklım tıklım oluyor. Metrobüsler, diğer toplu taşıma araçları, AVM'ler tıka basa dolu. Otellerde geceler düzenleniyor. Yine Uludağ'da aynı şekilde kalabalık ortam var. Her yerde kalabalık var. Biz mağdur olduk ve bu sürecin acısını esnaf çekti. 7 ay kapalı kaldık. Kiralarımız üst üste birikti. Şu an iş yeri sahipleri bizi mahkemeye veriyor. Mahkeme ne diyecek bilmiyorum? Gerçekten çok mağdur olduk.” şeklinde konuştu. 

YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları Gaziantep Günebakış Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.



Bu haber için yorum yaz

Not: Telefon ve E-Posta'nız gizlilik şartları gereği tarafımızca gizlenmektedir. "Yorum ve İsminiz" herkese görünür şekilde olacaktır. Hakaret ve buna dayalı tüm sorumluluk size aittir.