HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu: Tesettüre anayasal güvence getirilmeli

HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu: Tesettüre anayasal güvence getirilmeli

HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu, “Tesettür bir insan hakkı ve bu hakkın kaynağı da beşeri bazı hukuki metinlerdir. Ama bize göre başörtüsü ilahi bir emir, İslam'ın bir vecibesi, bir farzıdır.” dedi.


HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Gaziantep’teki temasları kapsamında kentteki bir otelde basın toplantısı düzenledi.

Gaziantep'te basın mensuplarıyla bir araya gelen Yapıcıoğlu, basın toplantısında gündeme dair önemli açıklamalarda bulunarak, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Gaziantep temasları kapsamında kırsal Akçagöze Mahallesine gerçekleştirdiği ziyarette çiftçi ve hayvan yetiştiricisi vatandaşların sorunlarına değinen Yapıcıoğlu “Bilindiği gibi civarda 9 köyün merasının büyük bir bölümü merkezdeki 5’inci Zırhlı Tugay alanına karşılık olarak askeriyeye tahsis edilmiş durumda. Mera alanlarının daralması dolayısıyla besiciler yakınıp durdular. Yem fiyatları çok pahalı, meralarda yetişen otlarla beslenmeyip sadece fenni yemle beslenen hayvanların maliyeti çok yüksek olduğu için besicilerin önemli bir kısmı bu işi bırakacaklarını söylüyorlar. Hatta bırakanlar da var.” dedi.

Türkiye’deki tarım politikalarıyla ilgili uzun süredir bazı noktalara dikkat çekmeye çalıştıklarını ifade eden Yapıcıoğlu, “Hayvancılıkla ilgili gerçekten girdi fiyatları çok yükseldi. Eğer bu maliyetler aşağı çekilmezse hayvan yetiştiren çiftçimiz desteklenmezse bir müddet sonra eti dışardan ithal etmek ya da çok pahalıya yemek zorunda kalabiliriz. Bu vesileyle yetkililere buradan bir kez daha seslenmek istiyorum; mutlaka çiftçi ayakta kalmalı, asla zarar etmemeli ve hiçbir besici damızlık hayvanını kesimhaneye göndermemeli.” şeklinde konuştu.

Akçagöze Mahallesindeki hayvan yetiştiricilerinin ilettiği bir diğer soruna da değinen Yapıcıoğlu, “Ziraat ile uğraşanlar gübre fiyatlarının çok fazla yükseldiğinden yakındılar. Tarlalarını ekemeyen ya da ısrarla tarlalarını ekenlerin birçoğunun bankalara borçlandığını ve bu borçların altında ezildiklerini dile getirdiler. Çiftçimiz mutlaka değerli bir haizine gibi korunmalıdır.” dedi.

Son zamanlarda artan köpek saldırılarına işaret eden Yapıcıoğlu, "Adıyaman'da Kuduz endişesi ile 2 mahallenin karantinaya alındığı yönünde bir haber var. Biliyorsunuz daha önce geçtiğimiz hafta Bitlis'te başıboş bir köpeğin ısırdığı çocuk, kuduz nedeniyle vefat etti. Buradan bir kez daha ailesine sabır diliyorum. Başıboş köpek sorunu, sokak hayvanları sorunu çok ciddi bir sorun. Her gün yeni bir can kaybına ya da çok ciddi bir yaralanmaya sebebiyet veriyor. Ordu'da bir temizlik işçisinin köpeklerden kaçarken bir aracın çarpması sonucu 53 yaşındaki bir vatandaşın vefat ettiği haberi basına düştü. Bundan iki hafta önce Avrupa'daydık, 5 ülke dolaştık. Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda ve Avusturya'da temaslarımız oldu. Emin olun bir tek başıboş köpek görmedim ben oralarda. Ama ne hikmetse bizim memleketimizde özellikle köpekler sürüler halinde dolaşıyorlar. Buldukları şeylere saldırıyorlar. Mutlaka buna bir çözüm bulunmalı. Bu köpek terörünü özellikle sonlandıracak adımlar atılmalı. Burada sorumluluk hem merkezi hükümete hem belediyelere düşmektedir. Eğer o köpekler sahipli değilse ya da sahipli bile olsa başıboş dolaşıyorsa mutlaka buradan bir yere toplanmalıdır. Sokaklar, vatandaşların güven içerisinde gezebileceği, işini görebileceği, alışverişini yapabileceği bir hale getirilmelidir." diye konuştu.

Gündemdeki anayasa değişikliği hakkında da açıklamalarda bulunan Yapıcıoğlu, “Adalet Bakanı’nın açıklamalarına göre önümüzdeki hafta anayasa değişikliğiyle ilgili hükümetin önerisi meclise gelecek. Bu öneride 2 husus var. Biri, başörtüsüne anayasal güvence, öbürü de ailenin korunmasına dair düzenleme. Başörtüsü kimine göre temel insan hakkıdır. Temel insan hakları, hukuki metinlerle düzenlenir, daraltılıp genişletilerek sınırları çizilir. Ya da kaba tabiriyle yeni bir hak ortaya çıkartılır. Başörtüsü İlahi bir emirdir. İnancı gereği başını örten insanların başını örtüp örtemeyeceğine dair herhangi bir hukuki düzenleme yapılmasını doğru bulmuyoruz. Bir memlekette bir insan hangi inanca mensup olursa olsun, kendi dininin bir vecibesini yerine getirdiği ibadeti, inancı oylayamazsınız. Fakat Türkiye normal bir ülke değil, daha önce tesettür ile ilgili çok ciddi sıkıntılar yaşandı. Başörtüsü takanlar okullardan atıldı, memur olamadılar. Hatta Hayrunnisa Hanım’ın başı kapalı diye Sayın Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı anayasa mahkemesince iptal edildi. Bu yüzden böyle bir yerde benzer mağduriyetler bir daha yaşanmasın diye sağlam bir güvenceye ihtiyaç var. Bizce de bu düzenleme yasal değil anayasal güvence altına alınmalıdır.” dedi.

İnancı gereği başını örtenlerin başını örtüp örtemeyeceğine ilişkin herhangi bir hukuki düzenleme yapılmasını doğru bulmadıklarını ancak Türkiye'nin normal bir ülke olmadığını ifade eden Yapıcıoğlu, şunları söyledi:

“Daha önce baş örtüsüyle ilgili çok ciddi sıkıntılar yaşandı. Başını örttüğü için insanlar okullarından atıldı, memuriyete alınmadı. Öyleyse böyle bir yerde bir daha kimse mağdur edilmesin diye sağlam bir güvenceye ihtiyaç var. İşin felsefi temelini ıskalamadan yani anayasal düzenleme ile bu hakkı oluşturmak, inşai bir düzenleme suretiyle böyle bir hakkı tespit etmek değil, zaten var olan fıtri olan doğal olan ve korunması gereken bir hakkı güvenceye kavuşturmak için böyle bir adıma ihtiyaç olduğu düşüncesindeyiz. Bu adım bize göre güvencenin sağlam olması için yasal değil, anayasal bir güvence getirmek şeklinde bir adım olması bizim tercihimizdir.”

Asgari ücret tanımının değiştirilerek buna kişinin bakmakla yükümlü olduğu ailesinin de dahil edilmek zorunda olduğunu ifade eden Yapıcıoğlu, asgari ücretin vatandaşın ihtiyaç duyduğu maddeleri almaya yetecek bir gelir seviyesine çıkması gerektiğini kaydetti.

"İktidar olursak refahı tabana yayacağız"

Yapıcıoğlu, marketlerdeki gıda ürünlerinin gramajının düşürülerek zamlı halde satılmasına ilişkin bir soruya, "Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devleti ise hiç kimse fakr-u zaruret içerisinde bırakılmamalı. Kendi kendisine yetecek bir gelire sahip olmayanları bu toplum ayakta tutmak zorunda. Bu kadar kaynak nereden? Bizce kaynak vardır. Biz şuna inanıyoruz, bu topraklar 85 milyonu değil 185 milyon insanı beslemeye yetecek kadar bereketlidir. Ama bölüşümle ilgili, ama dağıtımla ilgili sorunlarımız vardır. Kapitalist sistem dünyanın her tarafında aynı sorunu yaşatıyor insanlara. Bu sistem zengin lehine çalışıyor. Bir hortum bağlanmış fakir fukaranın cebine ve o hortum fakirin cebindekini vakumluyor ve zenginin cebine aktarıyor. Bu sadece Türkiye'de değil, bütün dünyada böyle işleyen bir sistem vardır. Eğer biz iktidar olursak durumu tersine çevireceğiz. Refahı tabana yayacağız, vergiyi de tavandan alacağız. Zenginden alacağız, fakir fukaranın rahat etmesi için de düzenlemeler yapacağız." yanıtını verdi.

HÜDA PAR’ın ittifaklara katılıp katılmayacağı yönündeki bir soruya Yapıcıoğlu, şu an bir ittifak kararlarının olmadığını kaydetti.

 

 

 

YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları Gaziantep Günebakış Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.



Bu haber için yorum yaz

Not: Telefon ve E-Posta'nız gizlilik şartları gereği tarafımızca gizlenmektedir. "Yorum ve İsminiz" herkese görünür şekilde olacaktır. Hakaret ve buna dayalı tüm sorumluluk size aittir.